İlim adamlarının toplumda rolünün büyük olduğuna işaret eden Yazıcıoğlu, ilim adamlarının topluma yön vermemeleri durumunda, toplumun çeşitli dolduruşlarla heyecan ve yığın psikolojisi içinde kötü olaylara gireceğini ifade etti. Sivas ve Çorum'da tarih içerisinde meydana gelen olayları buna örnek gösteren Recep Yazıcıoğlu "Yakın zamanda, Sivas'ta 37 vatandaşımızın nasıl katledildiğini biliyoruz. Çorum'da, yine, 57 - 60'a yakın vatandaşımızın nasıl katledildiğini hepimiz biliyoruz. Bu günleri, öyle dilerim ki, inşallah yaşamayacağız. Buna hakkımız yok. Kimin adına, hangi gerekçeyle olursa olsun, bu tür heyecanlara, bu tür psikolojik patlamalara, aklıselim sahibi insanlar her zaman engel olacak, her zaman bunları önleyecektir. Toplum olarak bir arada yaşamanın müşterek temellerini yakalayacak, farklılıklar içinde beraber yaşamanın güzelliğini, mutluluğunu tadacağız. Tek tip insan, tek tip kafa, ancak faşist sistemlerde olur. Herkes, aynı düşüncede, aynı kalıplarda, aynı görüntüde, aynı hiza ve istikamette olacak diyemeyiz." dedi.
Bugün Türkiye'de, insan hakları, hukuk devleti ve demokrasi gibi değerlerin batının değil de bizim değerlerimiz olması gerektiğini belirten Yazıcıoğlu , bunları , batıdan bir dayatmayla getirme durumunda kalmamızı ve böyle bir görüntü içinde olmamızı da, utanç verici bir durum olarak değerlendirdi ve "Bence, Batının burada, bize dayattığı değerler; bizim değerlerimizdir; ama, onları dayatmaya - en son bu Bosna - Hersek'teki cinayetleri göz önüne aldığımızda hakları olmadığını anlıyoruz; ama, yine de, öyle zannediyorum ki, bu değerleri, yine onların baskısıyla, Avrupa Birliği'ne girmek için galiba kabul etmek zorunda kalacağız. Bu ayıp da bize yeter. Kendimiz için değil, oraya girmek için kabul edeceğiz. Hali pür melalimiz de ortadadır." dedi.
Türkiye'de kurulan fakültelere, çok büyük desteklerin verilmesi gerektiği üzerinde de duran Yazıcıoğlu , yalnızca cami vb. gibi maddi ve fiziki binaların yanısıra , bunlara ruh verecek, toplumun ışığı olacak, Peygamberin varisleri olacak din bilginlerini, potansiyel mütefekkir yetiştirecek okulların desteklenmesinin de şart olduğunu belirtti.
Aksi takdirde toplumda bazı boşlukların ortaya çıkacağına işaret eden Yazıcıoğlu , "Sosyal hayat boşluk tanımaz, birileri bunu doldurur: Şimdi siz, bilim adamıyla olayı doldurmazsanız, o zaman koyunun olmadığı yerde keçi Abdurrahman Çelebi olur, onunla doldurulur bu iş; yani, bilimsel bir boşluğu da, birileri doldurmaya kalkar:
Diğer alanlarda da, siz, eğer~ gerçek anlamda İslami bir çizgiyi, bir gelişmeyi, bir tazelenmeyi, bir dirilmeyi yakalayamazsanız, bu sefer başka bir vakıa, başka bir olgu onu gelir siler süpürür; onun yerine geçer." dedi.
Türkiye'de, dini konuda herkesin ahkam kesmesinden rahatsızlık duyduğunu dile getiren Recep Yazıcıoğlu, konunun uzmanı olmayan insanların fetva vermeye kalkmasıyla da toplumda kargaşanın yaşanacağını belirtti.
Laiklik konusuna da değinen Yazıcıoğlu , Türkiye'de laiklik konusunun tam anlamıyla anlaşılamadığım ifade ederek sebep olarak da , laiklikle ilgili yorumu kendi kaynaklarımıza göre değil de Batı kaynaklarına göre yapmamızdan kaynaklandığını gösterdi. Yazıcıoğlu "Batı kaynaklarına göre bu yorumu, dinle ilgili, laisizmle ilgili yorumlan yaparsanız, isabet kaydettiremezsiniz. Çünkü, kendi tarihiniz ayrı, bizim tarihimiz ayrı, Batı'nın tarihi apayrı. Böyle bir eksikliğin, böyle bir boşluğun içindeyiz ve bugünkü anarşi ve kaos dediğimiz gerilimi de artıran bir sürü faktörün temelinde bu yatmaktadır: Bu, bugünün sorunu değil. Dünya, pozitivist düşünce ile yani laboratuvara girmeyen gerçek değildir diyen, bilim dini denen, laboratuvarı esas alan maddeci görüş ile ruhçu görüşün çatışması, 17., 18., hatta 15. asırda bitti, 19 uncu asırda bitti. Bizde hiç bitmiyor bu. Her gün yeniden doğuyor Biz, bir asırdır buna devam ediyoruz. Bakalım ne kadar daha devam edeceğiz." dedi.
Laiklik konusunda büyük bir boşluk olduğunu ifade eden Yazıcıoğlu bu konuda anarşi, sıkıntı ve tansiyonunda yüksek bir şekilde seyrettiğini sözlerine ekledi.
Vali Recep Yazıcıoğlu son olarak, din bilginlerinin önemi üzerinde durarak din bilginlerini. ortaya çıkaracak ortama destek vermenin de insanların boynunun borcu olduğunu söyledi. Toplumun bunu yapmak zorunda olduğuna işaret , eden Yazıcıoğlu , "Yoksa, toplum bu gerilimle, bu kaosla bilip bilmeyen insanların yaptığı tartışmalarla kilitlenir; tıkanır gider.
Ülkenin derdi projedir; programdır, sistemdir ve bu toplumun ışığı olacak, din bilginlerine imkan verecek ortamdır ve bilginlerdir: Bu ortamı, bu projeleri, bu programlan ve bu sistemleri yakalayıp gündemi bununla doldurmazsak, bu boşluğu başka şeyler doldurur ve yüksek tansiyondan da böyle kıvranıp durunuz." dedi.
0 yorum:
Yorum Gönder