UNUTULMAYAN VALİ RECEP YAZICIOĞLU ARAŞTIRMALARI (1967-2003)

Ziyaretçi

"BAĞIŞ YAPARAK ARAŞTIRMALARA VE İÇERİĞE" DESTEK OLMAK İÇİN TIKLAYINIZ.

12 Aralık 2023 Salı

TRT Arşivinde Vali Recep Yazıcıoğlu


TRT Arşivinde Vali Recep Yazıcıoğlu

Yaptığım araştırmalar esnasında karşılaştığım program bilgilerini Vali Recep Yazıcıoğlu araştırmacılarına ve sevenlerine yardımcı olması adıyla bu platformda paylaşmaya devam ediyorum. Yararlı olmasını dilerim. 

03.05.1987 tarihli Yaşayan Geçmiş Evler adlı programın 4. bölümündeki konuklar arasında Vali Recep Yazıcıoğlu da yer almaktadır. Programın diğer konukları ve gündemi şu şekildedir:

4. Bölüm: “Geçmiş Yaşıyor mu?” Geçmişle eskiciler arasında bağ kurarak geçmişe verilen öneme vurgu yapılmaktadır. İstanbul, Bursa, Antalya, Kütahya ve Adana’dan görüntüler eşliğinde bu kentlerin kimlikleri, Kütahya’da bulunan 18. yüzyıla ait eski yapılar, Tokat Latifoğlu Konağı, Mudanya’daki 19. yüzyıla ait 350 yıllık eser ve Yozgat’ın kerpiç evleri anlatılmaktadır. Programa Yüksek Mimar Recai COŞKUN, Necmi GAZİOĞLU, Cevat İSKENDEROĞLU, Ali Galip KANGAL, Hacı OZAN, İbrahim Halil ÇELİK, Nuri BOZBAY ile Recep YAZICIOĞLU katılmakta ve konuyla ilgili görüşlerini aktarmaktadır.

24.12.1994 tarihli Zirveye Ulaşanlar adlı programın 51. bölümünde Vali Recep Yazıcıoğlu'nun konuk olduğunu öğreniyoruz. Programın diğer konukları ve gündemi şu şekildedir:

51. Bölüm: Çanakkale Valisi Hüsnü TUĞLU, Tekirdağ Valisi Şenol ERGİN, Kocaeli Valisi Kemal NEHROZOĞLU ve Erzincan Valisi Recep YAZICIOĞLU katılmaktadır. Valiler grubunun katıldığı bu bölümde illerin sorunları ve illerle ilgili plan ve projeler anlatılmaktadır.


Share:

23 Kasım 2023 Perşembe

Ne mutlu böyle bir miras bırakabilenlere...



Ne mutlu böyle bir miras bırakabilenlere...

08.09.2021

Elim bir trafik kazası sonrası 08 Eylül 2003 tarihinde son nefesini veren Vali Recep Yazıcıoğlu, vefatının 18. yıldönümünde sevgi ve saygıyla anılıyor. Tokatlı işitme engelli hemşehrimiz Turan Yalçın Onun aziz hatırasını yaşatmak üzere 2013 yılında 'Recep Yazıcıoğlu'nun Liderlik Sırları' adlı kitabını çıkarmıştı. Kitabın 2. baskısı 2021 yılında yapıldı. Yazar Turan Yalçın, kitabın önsözünü yazan Vali Dr. Ozan Balcı ve Tokat Belediye Başkanı Av. Eyüp Eroğlu'nu makamlarında ziyaret ederek kitabı takdim etti. Rahmetli Yazıcıoğlu'nun Diyanet İşleri Başkanlığı ve Devlet Bakanlığı yapmış kardeşi M. Sait Yazıcıoğlu ile oğlu Mehmet Kemal Yazıcıoğlu kitabın yeni baskısından haberdar edildi, her iki isim Yazıcıoğlu Ailesinin hissiyatlarını gazetemize özel yazıya döktüler, dile getirdiler.

RAHMETLİ'NİN KARDEŞİ VE OĞLU'NUN YAZDIKLARI

Yazıcıoğlu Ailesinin büyüğü eski Devlet Bakanı ve Diyanet İşleri Başkanı Mustafa Said Yazıcıoğlu, günün anlam ve önemine dair şunları yazdı.

"Merhum Vali Recep Yazıcıoğlu'nu yakından tanıyan ve gözlemleyen Turan Yalçın onunla ilgili yazdığı 'Liderlik Sırları' adlı kitabın yeni baskısını hazırlamış ve okuyucu ile buluşturmuştur. Samimi ve içten duygularla kaleme aldığı kitap dolayısı ile Turan Yalçın'a tebrik ve teşekkürlerimi iletiyorum.

Merhum Vali Recep Yazıcıoğlu'nun vefatından 20 yıla yakın bir zaman geçti. Bu süre 18-20'li yaşlarda genç bir kuşağı işaret eder. Onu hiç görüp tanımayan gençler bile onunla ilgili görselleri iletişim ortamlarında paylaşmakta, yönetim üslubu ve görüşlerinin yayılmasına vesile olmaktadırlar. Bu her faniye nasip olan bir şey değildir. İnsanları ayırım yapmadan seven, mütevazı, samimi, içten bir görev anlayışı ile ve Allah rızası için emek vermenin sonucudur. Toplum bu samimiyeti ve hasbiliği hisseder. Ne mutlu böyle bir miras bırakabilenlere. Hayırla ve dua ile anılmak ne güzel bir şeydir. Onu karşılıksız seven samimi gönül dostları, unutmadıkları Valilerini sürekli hayırla ve dua ile yad ederler, bazısı da Turan Yalçın gibi duygu ve hissiyatlarını kitaplaştırırlar. Bu kadirbilir ve vefa örneği yayın için desteklerini esirgemeyen Tokat Valisi Dr. Ozcan Balcı'ya, Tokat Belediye Başkanı Av. Eyüp Eroğlu'na ve gazeteci Fatih Kılıç'a teşekkür ediyor, başarılı ve hayırlı hizmetlerinin devamını Cenabı Hak'tan niyaz ediyorum. Bu vesile ile merhum ağabeyim Vali Recep Yazıcıoğlu'nu minnet ve özlemle anıyor, Allah'tan rahmet diliyorum." 

Prof. Dr. Mustafa Said Yazıcıoğlu. Devlet E. Bakanı

Rahmetli Recep Yazıcoğlu'nun oğlu Mehmet Kemal Yazıcıoğlu, aile büyüğü olarak amcası Mustafa Said Yazıcıoğlu'nun hissiyatlara tercüman olduğunu söyledi ve başta işitme engelli yazar Turan Yalçın olmak üzere sevgi, saygılarını, hayır dualarını ileten tüm Tokatlılara selamlarını, sevgilerini, saygılarını bildirdi.

VALİ VE BAŞKAN'IN YAZDIKLARI

Tokat Valisi Dr. Ozan Balcı ve Tokat Belediye Başkanı Av. Eyüp Eroğlu, rahmetli Vali Recep Yazıcıoğlu için kaleme aldıkları yazılarında, özetle, 

"Tokat'ta bulunmak ve bu şehre hizmet etmek bu şehirde yaşayan herkes için büyük bir bahtiyarlıktır. Merhem Recep Yazıcıoğlu 1984 yılında Türkiye'nin en genç Valisi olarak Tokat'a atandığı andan itibaren yaptığı çalışmalar ile adını kısa sürede tüm Türkiye'de duyurmuş, bu şehirde silinmeyecek hizmetlere imza atmış önemli bir Valimizdi. Tokat'ın her köşesinde Onun izlerini görmek mümkün. Halkla kucaklaşması, mülki idari tarihine kattığı özgün uygulamalar, şehri daha yaşanır hale getirmek için ortaya koyduğu gayretler bugün Tokat'ta herkes tarafından hayırla yad edilmekte."

"Bu iş devletin işi. Biz hizmet makamıyız, naz makamı değil. Gidemediğimiz yer bizim değildir, gibi birçok sloganlaşan sözleri ile örnek bir yönetici oldu. Haini derler ya adam gibi adamdı. Milletine adanmış bir ömür süren Recep Yazıcıoğlu Valimizi rahmet ve minnetle yad ediyoruz."

 ifadelerine yer verdiler.


İşitme engelli yazar Turan Yalçın, rahmetli Recep Yazıcıoğlu için sorularımızı yanıtladı


"Samimiyeti ile kalplerimizi fethetti"


İşitme engelli yazar Turan Yalçın, rahmetli Vali Recep Yazıcıoğlu'nun ölümünün 18. yıldönümü vesilesiyle, onun için 2013 yılında yayınladığı "Recep Yazıcıoğlu'nun Liderlik Sırları" kitabı ve Recep Yazıcıoğlu hakkında sorularımıza yanıt verdi. "Samimiyeti ile Kalplerimizi Fethetti" dedi.

İşitme Engelli Turan Yalçın ile söyleşimiz şöyle oldu:

SORU-Recep Yazıcıoğlu ile nereden tanışıyorsunuz Turan Bey?

TURAN YALÇIN- 15 Mayıs 1984 tarihinde Recep Yazıcıoğlu Tokat'ta Vali olarak göreve başladığında ben lisede okuyan ve Tokat'ın tek günlük gazetesi olan Sesimiz'de her gün köşe yazan iki kişiden biriydim. Öteki yazar 3 fakülte mezunu Avukat Osman Özsoy'du. "Tokat'a çocuk gibi vali tayin etmişler" deniyordu. Tokat Valisi o zaman Cumhuriyet tarihinin en genç valisi idi, 36 yaşında. Zayıf olduğundan daha genç gösteriyordu. Üniversite öğrencisi gibiydi adeta. O'nu resimlerinden tanıyordum önce, sonra GOP Bulvarında tek başına mavi paltosu ile gezerken çok görmüştüm. Yazılarımızı okuduğunu biliyordum. Sonrasında etkinliklerde gördükçe gülümser hal hatır sorardı. O gülümsemesi o kadar sıcaktı ki samimiyeti okunuyordu. Fazla söze gerek yoktu. Bu "seni gerçekten ve içten seviyorum ve takdir ediyorum" mesajı idi. İşitme engelli olduğumdan dolayı sanırım sözlü iletişimde fazla olmuyorduk ilk başta. Bakışlar bile iletişime yetiyordu. Sonrasında Tokat'ta ve ülkede duyulmaya başlayan Vali oldu. Bazen eleştirdiğim zaman oldu. Bazen şiir yazdım, bazen çok eleştiri aldığı zamanlarda "Valimize sahip çıkalım" diye yazılar yazdım. Üniversite kazandığımda çok sevinmiş ve çok da takdir ettiğini belirterek burs bağlatmıştı. Gazete ziyaretlerinde ben olmuyordum. Çünkü dışardan yazardım. Yazılarımı çok zaman elden yollardım gazeteye. Çünkü Pazar ilçesinde ikamet ediyordum. O zaman MYO Elektrik okuyan değerli arkadaşım Salih Efendi Korkmaz yazılarımı gazeteye ulaştırırdı elden.

SORU- Kitap yazmak nereden aklınıza geldi?

TURAN YALÇIN- Vali Yazıcıoğlu benim gözümde gerçek bir liderdi. Onun liderlik özelliklerini vefatından sonra Kişisel Gelişim Dergilerinde yayınladım. İnternette yayınladım. Tokat Denizli Kardeşliğine yazılar şiirler yazdım. Hatta Vali bey Erzincan Valisi iken azmimizi anlatmış. Tanışın kaynaşın gibi sözler demiş. Ama o zaman tabii iletişim araçları pek yoktu ve Vali beyin her şeye yetişecek hali de yoktu. Sonrasında bu yazıları okuyan Genç Gelişim Dergisi sahibi Adem Özbay bu yazıları neden kitap yapmadığımı sorunca, Tokat İl Halk Kütüphanesinde Sesimiz Gazetesi arşivlerini yeniden gözden geçirerek, anılarım, liderlik özellikleri anlatan bir kitap çalışması yaptım. Adem beyin de fikirleri ile güzel bir kitap çıktıtaya. Bunu o zaman Tokat gazetesinde yayınladık. Sonrasında "Hizmetkar Lider Recep Yazıcıoğlu" kitabı çıktıtaya. Yayınlamakta bir süre sorun oldu. Lafta destek olan çok oldu ama kitabın yayınına maddi destek olan çıkmadı. Çorum'dan bir firma destek oldu o zaman. O da bir mühendis arkadaşımın desteği ile oldu. Kitabımız yankı yaptı. Zamanın valisi Şerif Yılmaz önsöz yazdı. Ama kimse alıp gençlere hediye etmeyi düşünmedi. Ama ben gittiğim her yerde Kaymakam ve Valilere kitabı sunarak "Ben yazdım siz de kitabı alıp da gençlere hediye edin" dedim. Sözde herkes destek oldu ama kimse alıp da hediye etmedi. Ama kitabın gene de 2 binlik baskısı 3 yılda bitti. 2010 yılında çıkan kitap 2013 yılında Adem Özbay'ın Az yayınevini kurması ile "Recep Yazıcıoğlu'nun Liderlik Sırları" adı ile yayınlandı ve Rahmetli Valinin kardeşi ve zamanın valisi Mustafa Taşkesen'in önsözü ile yayınlandı. İsterdim ki imkanı olan herkes bu kitabı gücüanında alarak herkese hediye etsin. Ama kimse maddi olarak destek olmaya yanaşmadı. Bu bana manidar geldi, lafta herkes Vali beyi seviyordu ama onu anlatan kitabı satın almaya yanaşmıyordu. Halen de buna hayret ederim. Sonrasında Tokat'a gelen her Valiye sundum. Kaymakamlara sundum. Niğde'de, Sivas'ta, Ordu'da nereye gittimse. Kitap tezlere, başka kitaplara kaynak oldu. Okuyup "Biz de böyle Vali olalım" diyen çok oldu ama kitabı topluca alıp gençlere hediye eden olmadı. Kitabın baskısı 2019 yılında bitti. Yayınevi yeni baskı yapmaya çalıştı ama araya pandemi girip fuarlar iptal olunca gecikti. Tokat Valisi Dr Ozan Balcı kitabın yeni baskısına destek olunca kitabı 2021 Ramazan bayramına yetiştirerek yayınladık. Vali bey konuklarına, köylerde gençlere hediye etti. Sağ olsun. Vali beye buradan tekrar teşekkür ederim. Bu güzel hizmetini ömür boyu unutmayacağız. Kitabın yıllar sonra bile okunacağına inanıyorum. Elbet genç nesil gerçek lideri anlattığımız bu kitaba sahip çıkacaktır. Zamanla yeni baskılar da yapacaktır. Yöneticilerimiz, maddi durumu güzel olan insanlarımız da topluca alıp da gençlere hediye ederse bu süreç hızlanacak tabii ki. Vali bey vefat edeli bu sene 18. Sene ama sanki dün buradaymış gibi genç nesiller kitaplarımızdan duyduklarından, sosyal medya paylaşımlarından Valimizi tanıyseviyorlar. İmkanım olsa 81 valimize ve 1000'e yakın kaymakamımıza bu kitabı sunardım. Yani gazete baskısı, akis kitap baskısı Az kitap 2. Baskı ile kitabımız 4. Baskıyı yapmış oldu. Zamanla baskı sayısı artacak inşallah.

SORU- Vali bey vefat edeli 18 yıl olmasına rağmen unutulmamasının sebebi sizce nedir?

TURAN YALÇIN- Samimiyeti. Zaten liderliğin ilk özelliği samimiyet. Kim samimi olmuşsa lider olmuştur. Halkını gerçek sevmişse halkı da onu sevmiştir. Özellikle engelli yaşlıların duasını almak onlara yalan söylememek ve sözde durmak onların kalbini feth eder, bu sevgi de insanı ölümsüz yapar. Zamanla çaptan düşen yöneticilerimiz bunu düşünsünler. Kendilerini sorgulasınlar. Unutmayanı halkımız da unutmaz. Seveni severler. Her sevdiğimiz bizi sevmese de sevenler olsun yeter. Zaten herkese kendimizi sevdiremeyiz. Gerçek manada gelişen insanı gelişemeyenler sevmez. Bir esertaya koyacağız ve bunu isteyen destekler isteyen köstekler, eğer insan gibi eser de samimi ise zamanla değer kazanır. "Sebahattin Ali'nin "Kürk Mantolu Madonna" kitabı zamanında okunmamış ama bugün çok satan okunanlardan. Biz eseritaya koyalım ve gerisini zamana bırakalım ama gene de gücü olanlara "alıp da dağıtalım" diye hatırlatmaya da devam edelim, olabilir ki kitabı okuyan bir insan azmeder de Recep Yazıcıoğlu gibi lider olur.

SORU- Kitabınızda genelde neyi anlattınız?

TURAN YALÇIN-Liderlik özelliklerini, Tokat'ta yaptıklarını. Gazete arşivlerinden. Kitap bir nevi de Valinin yaptıkları çevresinde 1984-1989 Tokat tarihini anlatıyor. Halkın Valisini severek çocuklarına okullar yapması ve çocuklarını okutması azmi. Bugün o okullarda okuyanlar gelişerek bu ilin farklı yerlerinde yönetici oldular. Vali Recep Yazıcıoğlu zamanının çocukları da anılarını anlattılar. Ali Bal, Ayla Bağ, bunlardan iki tanesi.

SORU- Kitabınızı kimlere hitap ediyor?

TURAN YALÇIN-Herkese ama özellikle bilimsel olarak liderlik konusunda tez yazanlara kaynak oldu. Aynı zamanda yerel yönetimler kamu yönetimleri bölümlerinde hocalar tavsiye ettiler. Onur Binbaş hocamız da bunlardan bir tanesi ve tavsiye etmeye devam ediyor. Denizli Kale ilçesinde Milli Eğitim Müdürü Nurettin Tım bey 'Kale Kitap Okuyor' kampanyasında gençlere kitabı okuttu ve bu öğretim yılında da okutacak. İzmir'den, Hatay'dan kitabımızı öğrencilerine okutacak kardeşlerimiz bana ulaşarak bilgi verdiler. Tokat'ımız bu kitap sayesinde başka illerde de tanınıyyani. Umarım kent konseyi, yöneticilerimiz de Valimiz gibi kitaba sahip çıkarak topluca alıp gençlere hediye ederler, gençler de "büyüklerimiz bize güzel kitaplar armağan ediyor" diyerek onlara sevgi beslerler. Temennimiz de bu. Kitap satılacak ki yayınevi de hem bu kitabın yeni baskılarını yapsın hem de Tokat gazetesinde daha önce yayınladığımız romanlarımızı bassın. Ülke genelinde okusun çocuklar. Bu da zamanla olacak, temennimiz bu. Zaten davet edildiğimizde lise ve üniversitelerde de rahmetli Valimizi anlatıyoruz. Elimizde kitap varsa okumayı seven insanlara hediye ediyoruz. Bu da bize mutluluk katıyor.

SORU- Recep Yazıcıoğlu'nun hayatından sizi çok etkileyen yönleri neler?

TURAN YALÇIN- Samimiyeti. İnandığı şeyleri savunması. Bürokrasiye takılmadan, işleri hızlı yapması ve sevdiğini beden dili ile göstermesi, eğitim, sağlığa önem vermesi. Yazana ve öğrenene gereken değeri vermesi. Okumanın önemini çok iyi anlaması. Gittiği yerlerin tarihi kültürünün gün yüzüne çıkması için sempozyumları yapması ve bunları kitap haline getirmesi. Geçmiş ve gelecek arasındaki dengeyi sağlayan bir bürokrat olması. Yani geçmişin tarihini gelecek nesillere iyi aktarması. O yüzden de gençler seviyorlar Vali beyi tanımadıkları halde. Bir kere bile görmedikleri halde. Çünkü Vali bey zamanında ne yaptıysa bugün ki gençler için yaptı. Köylere okullar, sağlık evleri. Ama ne yazık ki onu anlamayanlar da oldu. Hızlı hareket etmesini anlamayanlar da çok. Zaten çalışkan adamı tembel insan anlar mı?

SORU- Kitabınız konusunda başka ne anlatacaksınız?

TURAN YALÇIN- Kitabımızı insanlarımız bizim hediye etmemizi beklemek yerine internetten ve kitapçılardan alsınlar ki satışı var diye yayınevi hem bu kitabı daha çok insana ulaştırsın hem de yeni kitaplarımızı yayınlayarak yeni kitaplarımızdan da insanların faydalanmasına ön ayak olsunlar. Kitapları çevrelerinde kitap okumayı seven insanlara hediye etsinler ki onlar da okuyarak gelişsin. Lider olmak, iyi kaymakam ve Vali olmak isteyen yakınlarımıza hediye edelim ki okusun, anlasın ve güzel örnekleri tanısınlar. Bu kitapların amacı da geçmişte yaşamış samimi insanlarımızı gelecek nesillere anlatmak. Yazmak bizim görevimiz, almak ve gençlere hediye etmek de yerel yönetimler ve maddi durumu iyi olanlara. "Bir kitabın 40 yıl hatırı vardır" diyerek kitap hediye etsinler. Ben Recep Yazıcıoğlu'nun bana imzalayarak armağan ettiği 1987 yılına ait kitapları bile saklıyve çocuklarımız ile yakınlarımıza gösteriyorum. Siz de kitap hediye edin ki 40 sene sonra bile hatırlanasınız.

SORU-Başka ne anlatacaksınız?

TURAN YALÇIN- Umarım 40 yıl 50 yıl 100 yıl sonra da rahmetli Valimiz hatırlansın. Hazırladığımız bu kitap üniversitelerde okunsun. Gençler Vali beyi okuyarak tanısın. Hayatından örnek alsınlar ve daha çok çalışarak memlekete faydalı hizmetlerde bulunsunlar.

Kaynak: Hürsöz
Share:

31 Ekim 2023 Salı

BİR HIŞIMLA GELDİ GEÇTİ RECEP YAZICIOĞLU




BİR HIŞIMLA GELDİ GEÇTİ RECEP YAZICIOĞLU

07.09.2023

Efsane Vali Recep Yazıcıoğlu’nun Erzincan'da yardımcılığını yapan en yakın çalışma arkadaşı, eski Vali Orhan Öztürk, ölüm yıldönümünde Vali Yazıcıoğlu’nu anlattı: BİR HIŞIMLA GELDİ GEÇTİ RECEP YAZICIOĞLU...

(Bugün Recep Yazıcıoğlu’nun vefatının sene-i devriyesi…)

Çorum yerel gazetecilerinden Ayhan Aykanat; Emre Akçaören'in Recep Yazıcıoğlu hakkındaki kitabına dair bir değerlendirme yapmış (Bkz: link).

Recep Yazıcıoğlu gibi kamuoyuna mal olmuş, popülaritesi yüksek birisi hakkında en derin akademik çalışmayı 15-20 yıl sonra İskilipli bir hemşerimiz yapmıştır.

Kitabın şimdi 2. baskısı yapıldı.

İçinde şahsım dahil 30 civarında mülki amirin değerlendirmesi de var.

Aslında adına enstitü kurup fikirlerinin incelenmesi, yeni receplerin yetiştirilmesi için gerekirdi.

200 civarındaki üniversitemiz kadro, maaş, ünvan, ihale gibi problemlerini çözerse bu da olur inşallah…

Ayhan Aykanatın Recep beyle ilgili enterasan değerlendirmeleri, bazı soruları ve tespitleri de var.

Bir insan neyi değiştirebilir sorusu önemli.

Bir adam gelip her şeyi değiştirebiliyorsa, bu değişimin toplumun yararına olduğu görülüyorsa, üstelik toplum da değişimden memnunsa O adam gidince her şeyin eskiye dönmesi nasıl açıklanabilir, diyor.

Demek ki Recep Bey her şeyi değiştiremedi.

Bence değişim ihtiyacını, toplumsal talebi seslendirdi ve bunun somut yollarını, şeklini anlattı.

Yani bugün bazılarının yaptığı gibi değişim söyleminin ticaretini yapmadı.

Bu arada hem siyasetçiye hem devlete hem de vatandaşa tenkitler yöneltti. Yani vatandaş dalkavukluğu yapmadı. Yapsaydı anlaşılırdı.

Mülki idareden neden daha sonraları onun gibi birisi çıkmadı diyor.

Bence siyasi konjonktür, onu anlayan Özal gibi birisi ve koalisyonlar dönemi öyle birisinin yeşermesine fırsat tanıdı.

Sonraları da sessiz halk desteği, deprem vs… dokunmaya çok çalıştılarsa da olmadı.

Recep beye toplumun gazını aldığı için ses çıkarmadılar ama müteahhitlere yönelik beyanatları üzerine defterini dürdüler, merkeze alındı.

Taşrada olmasına rağmen 20 sene ülkenin gündeminde kalabildi.

Böyle birisi bugün ne siyasette ne bürokraside kalıcı olamazdı çünkü güçlü siyasi hükümetler döneminde yereldeki, taşradaki yöneticiler kalıcı olamıyorlar.

Recep beyin yalnız adam olduğundan bahsetmiş Aykanat… Zirvedeki insanların ortak kaderidir bu… Özal, Atatürk vs… hep yalnız adamlardır.

Tayyip bey de bu realitenin istisnası değildir.

Recep beyin yalnızlığını özellikle merkez valisi iken paylaştığı az sayıdaki kişilerden birisi olarak diyebilirim ki; bu ülkenin en az 40 -50 sene ilerisinde yaşayan birisiydi.

Kişisel hayatında da temiz düzgün birisiydi, sıfırı olmadı, itibarını hep muhafaza etti.

Bunda şahsen büyük katkım olduğu için memnunum.

Maaşı borcuna yetmeyen, tüketici kredisi ile vaziyeti idare eden biriydi.

Ailesine miras olarak emekli maaşı ve bir evi kaldı.

Sistem kişilerin gayretiyle değişmeyecek kadar köklü…

Siyaset bu açıdan önemli…

Toplum kahramanlara ihtiyaç duyar sever ama onun yanında savaşa girmesi için nemalanması da lazım bu da siyaset yoluyla olur.

Recep beye belki de toplumun gazını aldığı için ses çıkarmadılar ama müteahhitlere yönelik beyanatları üzerine defterini dürdüler, merkeze alındı.

Yetişmiş olanları varsa da kamuoyuna mal olamamışlardır.

En iyi talk showculardan daha iyi bir hitabet yeteneği vardı, izlenirdi.

Cem Yılmaz’dan daha yüksek bir performansı vardı.

Sıkıcılığa, tekrara düşmedi, bol bol örnekler üzerinden konuşurdu

Kişisel hayatında da temiz

Kişi olarak mütevazi bir hayatı vardı, cafcaftan uzak, gereksiz törenden hoşnutsuz biriydi.

Bir törende koltuklarda oturan ve ayakta kalan öğrencileri, velileri, vatandaşları görünce koltuklardan herkesi kaldırıp ayakta töreni bitirdi.

Ya hepimiz oturacağız ya da herkes ayakta olacak anlayışı…

Kalabalık bir tören, konser, kongre vs…üç beş zevat koltuklara gömülmüş, çoluk çocuk ayakta…

Ha 200-300 -500 sandalye olur gene bazıları ayakta kalabilir, bu normaldir.

Halka karşı saygısızlık denebilecek bu tür durumlar hangimize anormal geldi ki…

Dicle’de vatandaş ayakta dinlenmeyecek koltuk yoksa alalım genelgesi üzerine yaptığımın ‘ne kadar yanlış olduğu’nu çok anlattılar ama tahsilim yetersizdi, hala anlayamadım.

İşin sırrı sadece hizmet, yatırım, halkla ilişkiler ve hitabet değildir. Daha fazlası ve medya ilgisinin sürekliliği de ayrıca ele alınmaya değer.

Bizde valiler fazla konuşmaz, siyasilerle rekabet etmez.

Çetin coğrafya düzgün fizik, sağlık ve yenilikçi olmakla ilgili Türkiye’de rafting yamaç paraşütü dağ yürüyüşü onunla yaygınlaştı tanındı…

Bugün Akdeniz ve Ege’de yamaç paraşütü yaptıran gençlerin hepsi onun sayesinde yetişmiş Erzincanlı gençlerdir.

Ben eğitim esnasında kaza geçirdiğim için devam ettiremedim.

Kolaya, beyaz ekmeğe, hareketsiz hayata savaş açtı. Süt, ayran içelim kampanyası keza…

Tekel tarafından yıllardır sigara üreten, askere, subaya, mebusa paket paket ürettiği sigarayı dağıtan bürokratik cumhuriyetin valisi; sigara, alkol yasaklarıyla gündeme geldi.

Devletin valisi devletin ürettiği sigarayı, alkolü yasakladı.

Piyangosu milli iken kumara karşı mücadele etti, okeyi de yasakladı kahvelerde…

Bu devletin bu tavırlarıyla onu 15 yıl valilikte tutması izah edilemez bir husustur.

Böyle birisinin dört sene merkezde tutulması da bu ülkedeki garabetlerden birisidir.

AK Parti hükümeti gelince Denizli’ye atandı ama ömrü vefa etmedi.

Sekiz ayda ne yaptı da vefatından sonra Denizli’de benzeri görülmemiş bir cenaze töreni düzenlendi diye pek kimse sormadı. O da ayrı bir garabet…

Oğlu; Denizli’de kaldığımız sekiz ay boyunca sekiz akşam yemeğinde beraber olamadık, demişti.

Resmî törenler kitlesel sportif aktiviteye dönüştü onunla… 19 Mayısta 1000 kişi Erzincan’dan Üzümlüye kadar

17 km ilk yolu yürüyerek gitti.

Tabiiki bitiş noktasında 50-60 kişi vardı.

Kişilerle kavgaya hiç girmedi…

Köylerde başlattığı okul yapımı kampanyası köylerin boşalmasıyla boşa gitti mi bilinmez çünkü çoğu taşımalı eğitim sebebiyle çoğu boş kaldı.

Türkiye’de cehaletin okullar, üniversiteler yoluyla yaygınlaştığını kabul edersek bu yöndeki gayretleri sonuçta ne oldu bilemem.

Makamının verdiği yetkilerin hep ötesine geçip inisiyatif kullandı. Bu da çok riskli bir durumdur.

En çok soruşturma geçiren vali olması bu sebepledir.

Erzincan’da vali yardımcısı olarak işimiz gücümüz müfettiş sorularına cevap yetiştirmekti maalesef…

Bu kadar soruşturmaya rağmen tınmaması da ilginçti, anlayamazdık. Biz olsak la… olsun der kenara çekilirdik.

Bu memlekette ceza almasan bile soruşturmaya konu edilmen ciddi bir itibar kaybıdır. Ateş olmayan yerden duman mı çıkarmış…

Çoğu bürokrat bu riskler ve aldığı inisiyatifler sebebiyle squad game oyunundaki gibi tasfiye edilmiştir.

Onun gibi birisi ancak talihin ve tarihin yardımıyla yetişir bence…

Kastamonulu bir milletvekili içişleri bakanı olunca hemşerileri topluca tebrik ziyaretine gitmişler.

Bakan da bu vesileyle iline yapacağı hizmetler, yatırımlar hakkında bilgi vermeye başlamış.

Sözünün ortasında demişler; sayın bakanım siz bunları boş verin bize Recep Yazıcıoğlunu vali olarak gönderin o bunların hepsini zaten yapar.

Siyasal iletişimin kodlarını iyi biliyordu demiş Ayhan Aykanat…

Bu bilgiyi dışardan almadığını, sahip olduğu entellektüel birikiminden ve Türkiye’yi, toplumu iyi analiz etmesinden aldığını söyleyebilirim.

Öğrenmeye açık yapısı, çok kitap okuması ve çok değişik kesimden insanlarla olan ilişkisidir işin sırrı, bence…

Dünyada çok satılan bir çok kitabın özetleri gelirdi, yeni şeyler söylerdi.

Yanında durmak, izlemek ayrı bir üniversite eğitimine bedeldi.

Şartlar, konjonktür ve coğrafya kaderi belirliyorsa Yazıcıoğlu nasıl başarılı oldu, nasıl efsane oldu diye sormuş

Ayhan Aykanat…

Ölümünden sonra kahraman, bilge, efsane olmuş pek çok kişi hayattayken aslında linçe uğramış, hakkında ileri geri pek çok tenkide muhatap olmuştur.

Bunlardan birisi Necmeddin Erbakan, diğeri Muhsin Yazıcıoğludur. Özal’ı hiç söylemeyelim.

Hayattayken bunlara neler dedik şimdi neler diyoruz. Recep beye de az demediler. Deli, manyak vs…

Bu tür insanların anlaşılması için ölmeleri, yürümeleri gerekir bu ülkede…

Ankara’dan uçakla Denizli’ye getirilen cenazesi araçla Söke’ye götürülürken o araçtaydım.

İstisnasız geçtiğimiz Denizli-Söke arasındaki bütün ilçeler, köylerdeki vatandaşlar kalabalıklar halinde dizilmiş, yol kenarında onu selamladılar.

Elleri duada o kadar insan gördüm ki…

Böyle bir cenaze uğurlamasının artık kimseye; herhangi bir bürokrata yapılmayacağına eminim.

Siyasilerinki zaten organizasyon işidir.

Bunun istisnası Özal oldu.

Bazen abartmayı severiz.

Bu ülkenin kahramanları genelde Ankaradan ya da Ankaralılaşanlardan çıkar.

Yerel kahramanlarımız yok gibidir. Belediye başkanlarımızın yerel kahraman olması zordur.

Bu fırsatı yakalayan Fatih Mehmet Maçoğlunu yakından takip etmekte fayda var.

Bürokratik cumhuriyet idaresi gereğini yapacak, akıbetini göreceğiz…

Anla ki bürokratik cumhuriyetin sistemi tahmin edemeyeceğimiz kadar güçlü, etkin ve baskındır.

Son aşamada mutlaka kazanandır.

Kumarhane sahibi gibi…

Herkesi kendine bağlayacak bir hortum uzatmış, bu hortumdan beslenenler değişse de besleyen değişmemiştir.

Düzen değişir düzülen değişmez repliği…

Orhan Öztürk

E. Vali (İskilip eski belediye başkanı)

---------------

Kaynak: 

Bir hışımla geldi geçti Recep Yazıcıoğlu, https://www.miahaber.com.tr/haber/9636/bir-hisimla-geldi-gecti-recep-yazicioglu


Share:

18 Ekim 2023 Çarşamba

Vali Recep Yazıcıoğlu Araştırmaları ve Tokat İzlenimleri

 


Vali Recep Yazıcıoğlu Araştırmaları ve Tokat İzlenimleri

Muhammet Negiz[1]

2019 yılından beri yapmakta olduğum bir araştırma kapsamında merhum Vali Recep Yazıcıoğlu’nun görev yaptığı Tokat, Aydın, Erzincan ve Denizli illerinde incelemelerimi sürdürmekteyim. Bu kapsamda Tokat’ı ikinci defa ziyaret ettim ve bu kez 5 gün boyunca arşiv incelemelerimin yanında dönem tanıkları ile görüşmeler gerçekleştirdim. Araştırmamın konusunun ‘Vali Recep Yazıcıoğlu’ olduğunu belirtince bütün kapılar açıldı ve Tokatlılar elinden geldiğinde yardımcı olmaya çalıştılar. Bundan dolayı kendilerine teşekkürü bir borç bilirim.

İlk geldiğim zaman henüz inşaatı bitmemiş olan Tokat İl Halk Kütüphanesinin yeni binası çok güzel bir çalışma ortamı haline getirilmiş. Kütüphane personeli de yardımcı olma konusunda çok istekli ve nazik bir tavır sergiledi. Personelden Turan Yalçın Bey, Vali Yazıcıoğlu hakkındaki çalışmamı öğrendiği andan itibaren ayrıca yardımcı olmaya çalıştı. İlk olarak merhum Vali hakkında kaleme almış olduğu kitabını hediye eden Turan Bey, sanki Tokat’ın fahri elçisiymiş gibi çalışmama yardım etmek için seferber oldu.

Tokat’ın önceki dönem (1994-2004) belediye başkanlarından Nizamettin Aydın Bey, ofisine davet ederek hazırlamakta olduğu kitabında yer alan merhum Yazıcıoğlu hakkındaki anılarını ve fotoğraflarını benimle paylaşmaktan geri durmadı. 81 yaşındaki Osman hocamız saatlerce merhum Vali hakkındaki anılarını ve izlenimlerini aktardı. O dönem hazırlanan Tokat Hava Yolları projesi hakkında önemli detaylar paylaştı. Vali Bey’in Aydın’a tayin edilmesi ile rafa kaldırılan bu girişimin başarılı olma ihtimali akıllarda bir soru işareti olarak kaldı.  

Toplantısına yetişmek için acele eden bir iş adamı, Yazıcıoğlu ismini duyunca hemen durup telefon numarasını vererek müsait olduğunda ilgileneceği sözünü verdi. Daha sonra bu sözünü tutarak dönemin önemli isimleri ile bağlantı kurmama yardımcı oldu ve şehirden ayrılacağım güne kadar çalışmama katkı sağlayacak kişilerle iletişim kurduğumdan emin olmaya çalıştı. Aynı şekilde röportaj için görüşme talebimi arz ettiğim birçok isim teklifimi memnuniyetle kabul etti ve birikimlerini benimle paylaştı. Birçok kişi elindeki kitap, dergi ve fotoğraf gibi dokümanları benimle paylaştı.

Genel olarak Vali Recep Yazıcıoğlu’nun kullandığı dil ve halk ile kurduğu gönül bağının onu benzerlerinden/meslektaşlarından ayrı kıldığını gördüm. İnsanlar hala ondan özlem ve minnetle bahsediyor, o karakterdeki yöneticilerin sayısının artmasını diliyor.

Merhum Yazıcıoğlu’nun valilik döneminde meydana getirdiği birçok eser insanların zihninde yer etmiş. Bu eserlerin finansmanının sağlanmasında Vali Bey’in kişisel uğraşlarının etkili olduğu belirtiliyor. Ne yazık ki Vali Bey, Aydın’a tayin edilince üzerince kafa yorulan ve Tokat’ın geleceği açısından hayati öneme sahip olan projelerinin önemli bir kısmı sürdürülememiş. Özellikle havayolu şirketi girişimi önemli bir aşamaya gelmiş ama Vali Bey’in erken tayini sürecin tamamlanmasına engel olmuş.

Birçok kişiye ilham vermiş ve örnek olmuş merhum Vali… Döneminde onu örnek alan çalışanların inisiyatif ve risk alma konusunda benzer bir tavır sergilediğini gözlemledim. Vali Bey’in her insan gibi hem artıları hem de eksileri vardır. Ancak özellikle artılarından çıkarılacak önemli dersler olduğunu görüyorum. Bu konuda Tokat’ta rastladığım bir girişim dikkatimi çekti: Tokat Dostlar Meclisi. Bu meclis, Tokat ve çevresinde birçok güzel etkinliğe imza atan ve şimdilerde de öğrenciler için başlattığı burs kampanyası ile alkışı hak eden güzel bir dayanışma örneği olarak öne çıkıyor. Herkes gücü nispetinde öğrencilere destek olmaya çalışıyor. Bu ay ilk burslar öğrencilerin hesaplarına yatırıldı bile. Sayın Burhan Besler ve çalışma arkadaşlarını bu örnek girişimden dolayı kutlarım. Tokatlıların bu kampanyaya gerekli desteği vereceğine inanıyorum.

 

 



[1] Araştırma Görevlisi, Karadeniz Teknik Üniversitesi İİBF İşletme Bölümü Yönetim ve Organizasyon Anabilim Dalı

Share:

6 Ekim 2023 Cuma

ŞİİR: RECEP YAZICIOĞLU


ŞİİR: RECEP YAZICIOĞLU


 

Share:

3 Ekim 2023 Salı

Mehmet Emin Ulu'dan Hızır Paşa Katkısı

 

Mehmet Emin Ulu'dan Hızır Paşa Katkısı

Emekli öğretim üyesi Mehmet Emin Ulu ile gerçekleştirilen görüşme sonrasında kendisinin seksenli yıllarda kaleme almış olduğu Hızır Paşa adlı tiyatro metnini paylaşmasından dolayı çok teşekkür ederim. İlgili düzenleme sonrasında birtakım projelerin hayata geçirilmesi planlanmaktadır. Ayrıntılar bu platformdan paylaşılacaktır. 


Share:

29 Eylül 2023 Cuma

Prof.Dr. Köksal Pabuçcu Hocamızdan 2 Eser Müjdesi

 
Prof.Dr. Köksal Pabuçcu Hocamızdan 2 Eser Müjdesi

Merhum Vali Recep Yazıcıoğlu hakkındaki kıymetli çalışması "Adam Gibi Vali: Recep Yazıcıoğlu" ile haberdar olduğum saygıdeğer hocamız Prof.Dr. Köksal Pabuçcu ile bugün yakından tanışma şansı buldum. Yoğun mesai trafiğinin olduğu bir günde söyleşi talebimi geri çevirmeyen hocamız, samimi anlatımıyla ayrıca etkiledi. 

Hocamız yakın zamanda merhum Vali Yazıcıoğlu hakkındaki eserini güncelleyerek yeni bir yayınevi aracılığı ile ve yeni bir isimle okurlarına ulaştıracağını ve bunun yanında 90'lı yıllarda çizdiği günlük karikatürleri de bağlamında değerlendirerek/yorumlayarak yayınlamak niyetinde olduğunu belirtti. Vali Recep Yazıcıoğlu tarafından da yayımlanması istenen ve ona dair izler de barındıran bu eserin Erzincan kent hafızası açısından da önemli bir yere sahip olduğunu düşünüyorum. 

Her iki çalışmanın da şimdiden okurunun bol olmasını dilerim ve hocamıza bugün bana ayırdığı süreden dolayı teşekkürü bir borç bilirim. 

Share:

18 Eylül 2023 Pazartesi

Vali Recep Yazıcıoğlu Kongresi Yakında...

 
Vali Recep Yazıcıoğlu Kongresi Yakında...

Vali Recep Yazıcıoğlu'na dair son dönemin en kapsamlı bilimsel etkinliğinin 2024 yılının ilk yarısında Tokat'ta gerçekleştirilmesi bekleniyor. Ayrıntılar netleştikçe paylaşılacaktır. 

Share:

Vali Recep Yazıcıoğlu’nun Rusya’da şirket kurduğunu biliyor muydunuz?

Vali Recep Yazıcıoğlu’nun Rusya’da şirket kurduğunu biliyor muydunuz?

Araştırma görevlisi Muhammet Negiz, doktora çalışmasını Vali Recep Yazıcıoğlu’nun girişimcilik ve işletmecilik yönü üzerine yapıyor. İlk Valilik yeri Tokat’ta araştırma yapmaya geldi.

Karadeniz Teknik Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü Yönetim ve Organizasyon Anabilim Dalı Araştırma Görevlisi Muhammet Negiz, doktora çalışmasında rahmetli Vali Recep Yazıcıoğlu’nu konu aldı. Yazıcıoğlu’nun Valilik döneminde girişimcilik ve işletmecilik üzerine yaptıklarını öne çıkarmak isteyen Negiz, ilk Valilik yeri Tokat’ta araştırma yapmak üzere şehre geldi.


İŞİTME ENGELLİ YAZAR TURAN YALÇIN İLE BULUŞTU

Tokat’ın işitme engelli yazarı Turan Yalçın’ın rahmetli Vali Recep Yazıcıoğlu için kitap yazdığından haberdar olan Araştırma Görevlisi Muhammet Negiz, yazar Yalçın’ın aynı zamanda İl Halk Kütüphanesinde de çalışıyor olmasının avantajı ile tarihi belgelere de ulaşmak için Tokat’a gelmişken onunla buluştu.

GAZETEYE NEZAKET ZİYARETİ

Araştırma Görevlisi Muhammet Negiz, yazar Turan Yalçın ile birlikte Tokat Hürsöz gazetesine nezaket ziyareti gerçekleştirerek çalışmalarına dair bilgi verdi. Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Fatih Kılıç ile sohbet eden Negiz’in doktora çalışmasına dair aktardığı özet bilgi şöyle oldu:

“Vali Recep Yazıcıoğlu bu zamana kadar hep kamu yönetimi açısından ele alındı. Yani kamu yönetimi anlayışı, o açıdan Türkiye'yi ve yönetimi değerlendirmesi öne çıktı. Benim tezimde ise girişimcilik ve işletmecilik açısından ele alınacak. Yani bir kamu yöneticisinin nasıl bir girişimci özelliğe sahip olduğu, bu konuda neler yaptığı, bunların hangileri neden sürüyor, Hangileri neden sürdürülemedi, Bunun kamusal sorunları neler? gibi hususlarda devrin tanıklarıyla ve arşiv belgeleriyle çok önemli belgeler buldum. Bugün de Tokat ayağındaki belgeleri güçlendirmeye geldim. Çünkü ilk valilik tecrübesi Tokat’ta olduğu için buradan da orijinal şeyler çıkacağını tahmin ediyorum. Sağ olsun Turan Yalçın bey ve kütüphanedeki heyet yardımcı oldular. Nerede kiminle görüşeceğimi söylediler, sizi de onlar tavsiye etti.

Şu an Tokat’ta araştırma planımı üç gün üzerine kurdum ama belgeye göre bir haftaya kadar da izin aldım.

Çalışmalarım içerisinde öne çıkartacağım yönü ne olabilir? diye sorulduğunda şunları söyleyebilirim.

Sıra dışı işler yapmış. Erzincan'da depremden sonra şehrin ayağa kalkması, sanayiyi canlandırmak için öncelikle bütün illere gitmiş, Erzincanlıların ve hemşehri derneklerine il il gezmiş. Bunlardan yatırımlarını Erzincan’a çekmeye çalışmış. Bir kısmında da başarılı olmuş. Sırf onu kırmamak için Erzincan Organize Sanayi'ne gelip yatırım yapan ve yıllardır orada kalan, sırf Vali o gün geldiği için kalan yatırımcılar olmuş. Türkiye'deki ilk hava yolu şirketlerinden bir tanesini Tokat’ta kurmayı denemiş ama Tokat’ta ve sonra Aydın'da da olmadıktan sonra Erzincan'da kurmuş. Hava yolu şirketi neden yürümedi sorusunu soruyorum. Onunla alakalı bütün arşiv belgelerine ulaştım. Şirketin bütün verilerini aldım.

Daha ilginci, o benim çok dikkatimi çekti. Sovyetler Birliği çöktüğü zaman oradaki fırsatı ilk görüp Rusya Federasyonu'na gidip şirket kurmuş Erzincan Valiliği adına. Ve bu şirket Erzincan'dan ihracat yapmış Rusya’ya. Bunun karşılığında Rusya'dan neyle takas yapabiliriz diye planlamış, işte odun, kömür, yakacak, asfalt ürünleri, kara yolu bakım, teçhizat makineler gibi ürünleri takas yapmayı planlamışlar. Oradaki mağazalarına nakil gerçekleşmiş. Yani bu çok ilginçti.

Turizmi Erzincan'la özdeşleştiren kişi olmuş. Türkiye'de raftingi ilk hayata geçiren Vali. Şu anda da onun yetiştirdiği kişiler, onun örnek olduğu kişiler Erzincan'da ve yurdun dört bir yanında yamaç paraşütü, rafting, mağaracılık, kayak üzerine faaliyetlerine devam etmekteler. Otuz yıllık bir mirasın devam ettiğine tanık oldum. Devrin tanıklarıyla konuşabildim. Ve şu an Muğla Fethiye'deki birçok yamaç paraşütü yapan kişinin Vali Recep Yazıcıoğlu döneminde, Erzincan'da ilk başlayan, onun vesile olduğu organizasyonlarda eğitim alan kişiler olduğunu gördüm. Tanıştığım kişilerden yapbozun bir parçası gibi yeni bilgiler geliyor.

1985’ten beri Valilik dönemine çalışıyorum. Kaymakamlık dönemine çok bakmıyorum. 1985’te Tokat'la başlayan dönemden 2003 Denizli serüvenine kadar olan dönemi derlemeye çalışıyorum. O zamanlar bulut teknolojisi olmadığı için birçok şeye virüs girmiş, çökmüş, eskimiş, yırtılmış. Bu nedenle bazı bilgilere ulaşamadım. Mesela çok önemli fotoğraf arşivlerini paylaşan gazeteciler de oldu, bununla birlikte dijital verileri çöken gazetecilere de tanık oldum. Yine aynı zamanda Başbağlar olayında ilk onunla birlikte tanık olan gazetecilerle görüşme şansım oldu. Onlardan da hatta şu an iki tane yeni kitap daha çıkacağını öğrendim. Birisi onunla on yıllık anılarla alakalı bir kitap olacak. Yaklaşık yüz elli sayfa. Bu hafta öğrendim. Bir diğeri de önceden çıkmış olan Adam Gibi Vali kitabının yazarı Prof. Dr. Köksal Pabuçcu hocanın kitabı olacak. Köksal hoca onu şu an güncelliyormuş, yeniliyormuş. Henüz kendisiyle konuşmadım ama onun dostlarından bilgiyi aldım. Bu hafta arayacağım, randevu isteyeceğim.

Bu zamana kadarki duyduklarımızı temize çekmiyoruz bu çalışmada. Vali Recep Yazıcıoğlu'nun kendi eserlerini derlemeye zamanı olmadı. Derlemek istemediği, unuttuğu çalışmalara da ulaştım. İnşallah hepsini tamamlayabilirsem on üç cilde yakın set üzerinde çalışıyorum. Umarım eksikleri tamamlarım. Güzel olacak. İnsanların daha önce bunu görmemiştik, bunu duymamıştık, bunu okumamıştık diyebileceği dokümanlara ulaşabildim. Bunların hepsini derledim şu an. Hepsini bir araya getirdim. Eksiklerini kapatmaya çalışıyorum.”



Kaynak:
Seda Batur, Vali Recep Yazıcıoğlu’nun Rusya’da şirket kurduğunu biliyor muydunuz?, Hürsöz Gazetesi, 18.09.2023, https://www.hursozgazetesi.com/rahmetli-vali-recep-yazicioglunun-rusyada-sirket-kurdugunu-biliyor-muydunuz
Share:

16 Eylül 2023 Cumartesi

İki Yeni Kitap Müjdesi...

 

İki Yeni Kitap Müjdesi...

Merhum Vali Recep Yazıcıoğlu hakkında yayımlanacak olan 2 yeni kitap haberine araştırma sürecimde ulaştım. Erzincan'dan çıkacak olan bu iki eserden ilki daha önce yayımlanmış olan "Adam Gibi Vali: Recep Yazıcıoğlu" adlı eserin güncellenmesi ve yeni ilavelerle zenginleştirilmesi şeklinde Prof. Dr. Köksal Pabuçcu tarafından gerçekleştirilmekte iken ikincisi ise Vali Recep Yazıcıoğlu ile kişisel anılarını kaleme alan gazeteci-yazar Halil İbrahim Özdemir'in müstakbel eseridir. Sayın Özdemir, kendisi ile gerçekleştirmiş olduğum mülakatta bu eserin muhtemelen yüz sayfa dolaylarında olacağını ve kişisel anılarının ağırlıklı olacağını ifade etmiştir. Her iki eserin şimdiden hayırlı olmasını dilerim.
Share:

Vali Recep Yazıcıoğlu ile Bir Gurbetçi Tartışması: Devlet Dairesine Nasıl Girilir?

Vali Recep Yazıcıoğlu ile Bir Gurbetçi Tartışması: Devlet Dairesine Nasıl Girilir?

6 Eylül 2003

Bütün Türkiye'ye kendini sevdirmiş, özel bir kişilikti Vali Recep Yazıcıoğlu... Uğradığı talihsiz kazanın beyin ölümüyle sonuçlanması yurtta üzüntü yarattı... Kaymakamlığı sırasında bir gün içeri elleri cebinde biri giriyor.

-"Çıkar ellerini cebinden devlet dairesine böyle mi girilir?" diye çıkışıyor Yazıcıoğlu... 

Adam gayet sakin:

- Evet biz Avusturya'da devlet dairelerine böyle gireriz, diyor...

Yazıcıoğlu adam gidince durup düşünüyor, etrafındakilere:
- Yahu adam haklı, diyor, devlet neden vardır, vatandaşa hizmet için, Devlet olduğu için halk var değil, halk olduğu için devlet vardır... O zaman ana ilke "halk için devlet" olmalı...
Valiliği sırasında halkın deri ile kaplı kapıyı vuramadığını saptamış. Kapının açık tutulmasını emretmiş. Vatandaş bu defa da kapının boyalı olduğu ya da yanlışlıkla açık bırakıldığını düşünerek etrafında dolaşıyor, vurmaya çekiniyormuş. Yazıcıoğlu der ki:
-Bütün bunların ana nedeni insanların çocukluktan itibaren adam yerine konmaması, yaşam boyu ebeveynleri, üstleri, öğretmenleri tarafından önemsenmemesi, horlanması ve onlara değer verilmemesidir. Bir mevkiye geldiklerinde yansımanın doğal sonucu olarak bütün bunların acısını karşılarına gelenden çıkaracaklardır. Nitekim öyle yapıyorlar.

Kaynak:

Aşık, M., "Berlin Dönüşü", Milliyet, 2003 

Share:

Zeki Demirbaş ve Semih Peker: "Merhum Vali Recep Yazıcıoğlu Anısına"

 
Zeki Demirbaş ve Semih Peker: "Merhum Vali Recep Yazıcıoğlu Anısına"

Zeki Demirbaş ve Semih Peker tarafından hazırlanıp sunulan Başbaşa adlı programda merhum Vali Recep Yazıcıoğlu hakkındaki hatıralar dile getirildi (13. dakikadan itibaren).

 Sayın Demirbaş ve Peker'e katkılarından dolayı teşekkür ederiz. İzlemek için Bkz: 

Share:

13 Eylül 2023 Çarşamba

Ali Aygören'in Gözünden Vali Recep Yazıcıoğlu*



Ali Aygören'in Gözünden Vali Recep Yazıcıoğlu*

“Denizli’yi tanımakta çok büyük acelesi vardı.”

“İlk geldiği günden İtibaren sokağa çıktı. Halkın arasına karıştı. Esnafla tanıştı. “Hayırlı işler! ‘ dedi. Selâm verdi. Halk arasında birdenbire “Vali bizim dükkana geldi!..” sözü dolaşmaya başladı. Yazıcıoğlu’ndan önceki valiler öncelikle protokol ziyaretleri yapıp, sivil toplumun önde gelenleriyle tanışmayı tercih edip, kabulleri yaparken, Yazıcıoğlu önce halkın arasına girmeyi, halkla tanışmayı tercih etti. Gelir gelmez öncelikle gece gündüz demeden ilçeleri, kasabaları, köyleri ve beldeleri gezdi. Gece saat 11.00 de Kale’ye gitmiş. Yine gece Bozdağ’a uğramış

Denizli’yi tanımakta çok büyük acelesi vardı. Üç ay içerisinde Denizli’de gitmediği yer kalmadı.

“Sorunların temeli ona göre sistemdi”

‘Onun farklılığı, galiba devamlı mevcut sistem aleyhinde olmasıydı. Sistemi iyi bulmuyordu. Bu sistemle ülkenin kalkınmasını mümkün görmüyordu. Hiç kimseyle sorunu yoktu. Devletin sahibi halktır diyordu. Sorunları yenmek için sadece sembolik kişilerle değil halkla bütünleşmek gerekir diyordu. Ahlakî yozlaşmaya da zaman zaman vurgu yapardı

Denizli Belediyesi, Özel İdare ve özel bir şirket üçlüsü olarak jeotermal projesini başlattığımızda aleyhimizde kampanyalar başlatılınca, “Ali Bey devam!..” dedi… Hiç unutamayacağım, ‘Ölu ite kimse tekme atmaz!..’ sözünü ilave etti. Yani, çalışmayana, iş yapmayana, makamında oturana kimse sataşmaz, o makamında ölü bir varlık gibidir manasında… Ona da kimse çatmaz, kimse bir şey söylemez dedi.

“Ben bir Avrupa şehrine geldim!..”

Denizliye ilk geldiğinde “Ben bir Avrupa şehrine geldim!..” demiştir.

Denizli’nin bir turizm şehri olması için bir hedef belirlemişti. Antalya’ya 20 milyon turist geliyorsa neden bunun 10 milyonu Denizli’ye gelmesin derdi. Denizli’yi bir termal turizm merkezi olarak düşlüyordu

Gökpınar çevresini yeşillendirerek bir su oyunları merkezi yapmayı düşünüyordu.

“Geç bulduk çabuk kaybettik”

“Denizli’de resmen altı ay görev yaptı. Ancak gözlerinden rahatsızdı. Gözlerinde yanma ve kaşıntı vardı. Tedavi oluyordu. Bu nedenle de bir buçuk ay da rapor kullanmıştı. Nitekim, tedavi için Ankara’ya giderken geçirdiği trafik kazasında kaybettik.

Yazıcıoğlu’nun cenazesinin Denizli’ye getirilmesi için risk alarak çaba gösterdik. Çeşitli makamlardaki yetkililerle tartışmalarımız bile oldu.

Cenazeyi doğrudan İstanbul’dan Adnan Menderes Havaalanına oradan da Söke’ye götüreceklerdi. Protokol öyleydi. Biz bunu haber alınca itiraz ettik. O bizim valimizdi. Son kez görev yaptığı Denizli’mizde tören yapmak istiyoruz dedik. Hem askerî uçağın kiralanabilmesi, hem de uçağın Çardak Havaalanına inebilmesi için izin verilmesi hususunda Genelkurmay Başkanlığı ile temasa geçtim. Milletvekillerini devreye soktuk. Gerekli izinler çıktı. Uçağın parası ödendi.

Denizli’de o zamana kadar görülmemiş kalabalıkların katılımıyla son derece duygulu bir cenaze töreni yapıp buradan Söke’ye uğurladık. Ne diyelim: Geç bulduk çabuk kaybettikl… Ruhu şad olsun!..

Kendisiyle paylaştığı ve kimileri ortak olarak tasarlanmış projeleri şunlardı:
  • Erkek Sanat Okulunun olduğu yerde Denizli’ye hizmet edenlerin hatırasının canlandırılacağı “Yaşayan Meydan” projesi.
  • Denizli’de kurulacak jeotermal tesisi ile sıcak su ile ısıtılması projesi
  • Pamukkale dışında, yeni turistik yerleri çekici hale getirme
  • Gökpınar ı yeşillendirme projesi
*Eski Denizli Belediye Başkanı

Kaynak: 
Geçmişten Günümüze DENİZLİ, Yerel Tarih ve Kültür Dergisi, Sayı: 20


Share:

Doç. Dr. H. Aliyar DEMİRCİ: Recep Yazıcıoğlu


Doç. Dr. H. Aliyar DEMİRCİ: Recep Yazıcıoğlu
8 Eylül 2020

2003 yılında Denizli, sadece Denizli değil bütün Türkiye, sonbaharı buruk bir şekilde karşıladı. Şehir, tarihinin en kalabalık cenaze merasimlerinden birine sahne oldu (9 Eylül 2003). Yedi aylık hizmet süresinden sonra vefat etmiş bir bürokrat için bir araya gelen bu büyük topluluk, sadece daire amirleri ve memurlarından ya da vefat edenin yakınlarından ibaret değildi. O gün Denizli için, halkın, her kesimden insanın katılımıyla gerçekleşen hüzün, saygı, sevgi, yokluk gibi karışık duyguların hâkim olduğu, televizyonların da canlı yayın araçlarıyla bütün Türkiye’ye bu duyguları naklen aktardığı bir matem günüydü.

2 Eylül 2003’te Denizli’den başkente giderken Ankara-Eskişehir yolunda (Temelli mevki), trafik kazasında Denizli Ziraat Odası Başkanı H. Tellioğlu ile birlikte kısa süre sonra hayatını kaybeden Vali Recep Yazıcıoğlu için Ankara Kocatepe Camiinde başta Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer olmak üzere Başbakan Erdoğan ve 59. Hükümet üyeleri, sivil ve askerî diğer devlet erkânı, önde gelen her görüşten siyasal partinin genel başkanları, askerlerin katılımıyla cenaze namazı kılınmış, valinin naaşı hava yoluyla İzmir üzerinden Yazıcıoğlu’nun bir bakıma memleketi sayılabilecek Söke’ye gönderilecekken Denizlilerin talebiyle önce Denizli’ye intikal ettirilmişti.

Öyle ki o günkü şartlarda Denizli’ye özel uçak bulmakta zorlanılmış. Genel Kurmay Başkanlığından sağlanan uçakla valinin cenazesi Çardak’a indirilmiş ve mahşerî bir kalabalıkla ikinci bir merasim düzenlenmiş, takiben karayoluyla Söke’ye gönderilmişti.

Vali Yazıcıoğlu, mülkî idarede görev yapan gençler için bir rol modeliydi. 1990’ların başında Mülkiye Kamu Yönetimi bölümünde okuyanlar, gazetelerden ve televizyonlardan bildikleri bu ismi, bölüm hocaları Prof. İlber Ortaylı ve Prof. Ruşen Keleş sayesinde derslerde de dinleme ve tanıma fırsatı buldular. Prof. Ortaylı Türk İdare Tarihi, Prof. Keleş ise Mahallî idareler dersine kendisini davet ettiler.

Yazıcıoğlu Tokat Valisi’ydi. İcraatıyla yazılı basının ilgi merkeziydi. Başlattığı ve tamamlattığı okul, sağlık ocağı, yol, kanalizasyon vb. altyapı yatırımlarının hacmi onlarca seneye ancak sığdırabilecek derecede önemli bir yekûn tutuyordu. Kilometrelerce köy yolu asfaltlanıyor, Tokat’ın taşrası sayısız okul, sağlık ocağıyla donatılıyor, bir zamanlar ticaret güzergâhları üzerindeyken şimdi kenarda kalmış bu şehrin üzerindeki ölü toprağı silkeleniyordu. Tokat’ı tanıtıcı sempozyumlar yapılıyor, kitaplar yayımlanıyordu. Şehre tahsis edilen kamu kaynakları benzeri bir şehrin eline geçen kaynaklardan farklı değildi, bütçe açısından bir imtiyazı da yoktu. Ama artık kamu yönetiminde “Tokat modelinden” söz edilmeye başlanmıştı. Bununla beraber Yazıcıoğlu’nun adı basında 4. Murat’a çıkmış, sigara ve alkollü içkiye karşı Tokat’ta sürdürdüğü mücadele gazete sayfalarına, köşe yazarlarının sütunlarına taşınmıştı. Hatta zaman zaman bu yorumlar, haberler yatırımcılığını gölgeleyecek noktaya ulaşmıştı.

Muhtemelen Prof. Ruşen Keleş için Yazıcıoğlu uzun senelerden beri atalete düşmüş, yetkisi geniş, imkânları sınırlı, icraatı zayıf bir mahallî idare birimi olan il Özel İdaresini, görev yaptığı şehirde canlandıran bir bürokrat, Tokat modeli de taşrada mahallî kalkınmanın nasıl sağlanabileceği konusunda somut, güncel bir örnekti. Her iki konuda da şöhreti Tokat’ın sınırları dışına taşmıştı. Yanlış hatırlamıyorsam valiliğinin bu erken döneminde Mülkiye’de bir teze de konu olmuştu. Özel televizyonculuk Türkiye’de daha başlamamıştı ve biz kendisini ağırlıklı olarak gazetelerden tanıyorduk.

Yazıcıoğlu derste, Tokat’ta tamamladığı projeleri, yaptığı hizmetleri bunun teknik, malî idaresini, “torba bütçe” uygulamasını anlattı. Mizahî bir üslupla kamu yönetiminin işleyişini ve buna paralel insanımızın hareketsizliğini, ataletini, vurdumduymazlığını, adam sendeciliğini tasvir etti. Bir valiyle aynı ortamı paylaşma ihtimali olmayan her türlü insanla iletişim kurmuş gözüküyordu. Bunlar imece usulüyle yapılan köy su şebekesi inşaatında beraber kürek salladıkları köylülerden, denetlemek için uğradığı meyhanecilere, yaşanan terör eylemlerinden sonra gece karanlığında beraber terörist kovaladığı jandarmalara, hatta yakalanmış tutuklanmış cezaevine konmuş örgüt üyelerine kadar uzanıyordu.

Klasik bir valiye benzemiyordu. Ama üslubu toplumu cezbettiği gibi bizi de çekti. Hem şikâyetçi hem de düzelticiydi. Kamu Yönetimi Bölümü o tarihte Mülkiye’nin en taşralı bölümüydü. Yurdun her köşesinden insan vardı. Okulun kuvvetle muhtemel ülke coğrafyasını temsil nisbeti en yüksek şubesiydi. Sanırım o tabiîlik ve samimiyet taşralı gençleri mıknatıs gibi çekti.


İlber Ortaylı derste kendisini takdim ederken hem ona bir jest yaptı hem de öğrencilere bir mesaj verdi. “Siz de onun gibi çok çalışırsanız üstünüze bir zırh kaplanır size dokunmazlar.” Vali mükemmel bir hatip olmasa da gençleri, insanları çeken şey üslûbuydu, heyecanıydı, coşkusuydu. Teslimiyetçi, idare-i maslahatçı değil icraatçıydı, sistemi/sistemsizliği kanıksamamış, benimsememiş, vurdumduymazlığa, kırtasiyeciliği kabullenmemiş, adam sendeciliği reddetmiş, imtiyazlara karşı çıkmış, kendi enerjisini halka akıtmaya çalışmış, taşra insanına ümit aşılamıştı. Valiler ve büyükelçiler idare hukukumuz açısından devletin ve hükümetin temsilcileriydiler. Diğer bürokratlara göre konuşma sınırları hayli genişti. Pek çok bürokratın kamunun önünde konuşmaktan kaçındığı, bildiği ama kürsüde söylemeye çekindiği şeyleri rahatlıkla telaffuz ediyordu.

Yazıcıoğlu’nun 2003 başında atandığı Denizli’de, ataletten ziyade çalışma ihtirası olan, devlet desteğiyle değil kendi teşebbüs gücüyle başarmaya azimli bir insan sermayesi vardı. Denizli ülke içinde vali kadar parlayan neredeyse markalaşmış bir şehirdi. Bu kabına sığmayan valiyle aksiyoner insanların buluşması nasıl sonuçlar üretecekti? Muhtemelen Yazıcıoğlu, bu sefer devletin Denizliler’e yetişmesi için çaba sarf edecekti.

Buna rağmen Türk kamu yönetimini bu derece sorgulayan bir valiye merkezî idarenin ve Türk siyasetçisinin tahammül etmesi de güçtü, iktidar partisi ya da partililerinin bakanları, taşra teşkilatlarının sayısız şikâyetlerine maruz kaldı. Görevden alınmasını isteyen bir grup her yerde oldu. Hakkaniyet ve adalet duygusu gelişmiş bir bürokrattı, il içi atamalarda iktidar partisinin ya da daha sonraki dönemde koalisyon partilerinin politik tercihlerine direnmeye çalıştı, taşra siyasetçileriyle zaman zaman karşı karşıya kaldı.

Patronaja karşı liyakati, ehliyeti savundu, İlber Hoca bu doğru sözlü, gür sesli Valinin içişleri bürokrasisinin içinden çıkıp hem muhalefet edip hem de görevde kalmasıyla ilgili hükmü doğru vermişti. Yazıcıoğlu Mülkiye müfettişleri tarafından az soruşturulmadı, eylem ve işlemleri az İdarî yargı önünde dava edilmedi. Sayıştay denetimi esnasında az müdahaleye uğramadı. Mevzuata, kılı kırk yaran bürokrasinin mantığına rağmen sabırlıydı, sebatkârdı ve azimle yılmadan çalışmış, daha ilk valilik görevinde ülkeye mâl olmuştu.

Çok farklı dünya görüşlerinden insanlarla görev yaptı, kimsenin adamı olmadı. Uzun süren Tokat Valiliği’nden sonra Aydın Valiliği onun için bir terfiydi (14 Ağustos 1989). Gelin görün ki Aydın, yerel siyasetin Tokat tan daha güçlü olduğu, iktidar partilerinin taşra teşkilatlarının nüfuzlu, patronaj ilişkilerinin daha yoğun yaşandığı bir beldeydi. Her kademedeki devlet memurunun yaşamaktan memnuniyet duyduğu, çalışanla çalışmayanın üretenle üretmeyenin adalet ve hakkaniyet duygusuyla hareket edenin de etmeyenin de özel sebepleri yoksa tayin istemediği bir şehirdi.


O, aynı Recep Yazıcıoğlu’ydu. Hiçbir partinin, ideolojinin adamı değildi, hiçbir mezhebin, cemaatin vb. oluşumun kol kanat germesiyle bulunduğu yere gelmemişti. Din, mezhep, cinsiyet ayırımı, hemşehricilik yapmaksızın hareket eden bir hizmet adamıydı. Varlıklı insanların yine kapısına dayanıyor, kum, çimento, tuğla ya da hastaneye yatak talep ediyordu. Cömert olandan alıyor, eli sıkı olanı zorluyordu. Aydın Valiliği görevi iki sene sürdü, menfaat grupları baskılarını artırdı ve sonunda amacına ulaştı. Burası, kendisi aslen Karadenizli olmasına rağmen baba ocağıydı, çocukluk ve gençlik yıllarının önemli bölümünü geçirdiği şehirdi, kaybeden Aydın oldu. Başkent onu Erzincan Valililiği’ne kaydırdı (19 Ağustos 1991).

Erzincan Depremi döneminde Yazıcıoğlu’nun bu bölgede bulunması büyük bir şanstı. Deprem günlerinden protestolar, gösteriler içinden sıyrılarak iyi bir kriz yönetimiyle çıkmayı başardı Şehrin yeniden inşası safhasında da Türk insanı onu yeniden tanıdı. Baraj gölünde su kayağı yapan, kanoyla kanyonlarda suya kendini bırakan, Batı’da yaşayanlar için burada da yaşanabilir bir hayat olduğunu gösteren, bu bölgede yaşayan insanlar için ellerinde önemli imkânlar olduğunu hatırlatan liderlik vasfı olan bir yöneticiydi. Medya artık kendisine köstek olmaktan çok destek oluyordu.

Televizyonların ekranında bütün ülkeye mâl olmuş, gazete fotoğraflarında izlenen bir bürokrat olmuştu. Görev yaptığı bu şehirde ikinci dramatik olay Erzincan’ın Başbağlar köyünde yaşanmış (Temmuz 1993), 33 savunmasız köylü, terör örgütü tarafından öldürülmüştü. O gün yakılmış bir köyde, kurşunlanmış bedenlerin Köydeki defin işlemine bizzat nezaret etti. Kuvvetle muhtemel bu, hayatında yaşadığı büyük acılardandı. Dökülen kanların bizzat takipçisi oldu. Daha önce Mülkiye’de bizlere yaptığı konuşmada daha sonra kaleme aldığı yazılarda, yaptığı konuşmalarda tecrübe ve gözlemlerine dayanarak terörün bölgesel az gelişmişlikten beslenen boyutuna işaret etti ve bunu ortadan kaldıracak yönetim modellerinden söz etti.

Erzincan’da yaklaşık 8 yıl görev yaptıktan sonra 1999’da koalisyon hükümeti döneminde kızağa alındı. Artık merkez valisiydi. Sanırım bu dönemde okumaya daha çok zaman ayırdı, ama susmadı da… Bir araştırma yapılsa Türkiye’de özel televizyonculuk başladıktan sonra haber programlara, açık oturumlara en çok misafir edilen vali ünvanını da rahatlıkla alırdı. Merkez valiliği aynı zamanda görev beklenen, görev almak için ihtiyatlı hareket edilen bir statü olmasına rağmen kendisi davet edilen her yere koşturuyor, her kürsüde konuşuyordu. Kitap fuarlarına kitaplarını imzalamak üzere katılıyordu.

Eylül 1999’da başlayan kızak dönemi 30 Ocak 2003’te Denizli Valiliği görevine atanmasıyla sona erdi. Tekrar Batı Anadolu’daydı. Bu görev yeri onun için değişik bir tecrübe olacaktı. Görev yapacağı şehirde müteşebbisler güçlü, özel sektör ataktı. Ataletten ziyade çalışma ihtirası olan, devlet desteğiyle değil kendi teşebbüs gücüyle başarmaya azimli bir insan sermayesi vardı. Denizli ülke içinde vali kadar parlayan neredeyse markalaşmış bir şehirdi. Bu kabına sığmayan valiyle aksiyoner insanların buluşması nasıl sonuçlar üretecekti? Muhtemelen Yazıcıoğlu, bu sefer devletin Denizliler’e yetişmesi için çaba sarf edecekti. Bunun bir örneğini ilk aylarda Pamukkale Üniversitesi İktisadî ve İdarî Bilimler Fakültesi’nde il bürokrasisine yönetim organizasyon seminerleri aldırıp saatlerce onlarla beraber dinleyip not almasıyla göstermişti (PAÜ İİBF İşletme Bölümü öğretim üyelerinden Prof. Dr. Sabahat Bayrak Kök’ün anlatımından).


Vali Bey kendisinin de zaman zaman andığı 19. asrın iz bırakan ve ismi hâlâ bilinen valileri Mithat Paşa’yı, Halil Rıfat Paşa’yı aşan önemli bir bürokrattı. Mithat Paşa ve Halil Rıfat Paşa idarede modernleşme döneminde yeni mevzuatın getirdiği yetkiler ve imkânlarla icraatları hatırlanacak işler çıkardılar ve isimleri bugünlere intikal etti. Yazıcıoğlu’nun konuşmalarında söz ettiği İdarî reformun bir ayağı il özel idaresini kapsıyordu. Geçtiğimiz senelerde kısmen yasal düzenlemeler yapılarak bu alanda önemli adımlar atıldı. Bunun yanında Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü tasfiye edildi, personeli, ekipmanı özel idarelere devredildi. Hayatta olsaydı bu dönemde elindeki kaynaklar açısından bir ölçüde daha rahat olacaktı.

Denizli şehri yol güzergâhları açısından bir kavşak noktasıydı, ekonomisi dinamik, turistik potansiyeli olan bir şehirdi. Sivas’ta başarılı bir valilik döneminden sonra şehrimizde de görev yapan değerli bürokratlarımızdan Dr. Hasan Canpolat bu şehirde devlet erkânının ziyaretlerinden, başkent kamu kuruluşlarının eğitim seminerlerine, bölge müdürlüklerinin toplantılarına valileri meşgul edecek protokolle ilgili görevlerinin yoğunluğuna işaret etmişti. Yazıcıoğlu da bu protokol çemberi içine girecek muhtemelen diğer valilerin yaptığı gibi hükümet üyelerinin sık ziyaretini avantaja çevirmeye çalışacak, buna mukabil Pamukkale semalarında planöre binecek, Honaz Millî Parkı’nda dağ yürüyüşü yapacak, ardından yamaç paraşütüyle Denizli’nin düzlüklerine kendini bırakacak, çalışkan memurları ödüllendirecek, idare-i maslahatçıları hizaya getirecek, neticede Denizli şehri valisine, valisi Denizli şehrine yetişmeye çalışacaktı.

Denizli Belediyesi vefatından sonraki aylarda kadirşinaslık yapıp İncilipınar Parkına ayrıca valinin de ismini verdi. Bununla beraber park bugün halk arasında İncilipınar ismiyle biliniyor. Hatta belediyenin 2008 senesine ait tanıtım dokümanlarında da bu isimle hatırlanıyor. Burada belediyenin yeni nesillerin rahmetliyi tanıması için parkın bu sefer daha merkezî bir noktasına kendisinin iyi bir heykeltıraşın elinden çıkmış bir heykelini ya da büstünü koymasının, yanına da anlaşılır, tanıtıcı, estetik bir takdim yazısı yerleştirmesinin bu kadirşinaslığı pekiştireceğini düşünüyorum.

Ruhu şad olsun.

Not: Yazıcıoğlu Cumhuriyet dönemi içişleri bürokrasisinde hakkında telif kitap yazılmış, hayat hikâyesi kaleme alınmış, görüşleri içişleri camiası dışında da bilinen yazılı kaynaklara intikal etmiş ender bürokratlardandır:

Cemal İncesoyluer, Bir Kent Bir Adam Bir Yorum, Ankara, 1988, 72 sayfa.

Recep Yazıcıoğlu, Taşra Yönetiminin Yeniden Düzenlemesi, 1989, 78 sayfa.

Recep Yazıcıoğlu, Demokratik Katılım ve Yeniden Yapılanma, Erzincan, 1995, 40 sayfa.

Recep Yazıcıoğlu, Sil Baştan, Yazıcı Yayınevi, İstanbul, 2003, 254 sayfa, 6. baskı

Sıra dışı Bir Vali Recep Yazıcıoğlu Söyleşiler Yorumlar, Birey Yayıncılık, İstanbul, 2001,2. baskı, 210 sayfa.

Elvan Feyzioğlu, Vali Uçan Kuşlar Gülümser, Yazıcı Yayınevi, İzmir, 2003, 2. baskı, 256 sayfa

Kaynak:
Doç. Dr. H. Aliyar DEMİRCİ | Pamukkale Üniversitesi Öğretim Üyesi, https://www.altayli.net/recep-yazicioglu.html
Share:

11 Eylül 2023 Pazartesi

İlber Ortaylı'nın Kaleminden Vali Recep Yazıcıoğlu


İlber Ortaylı'nın Kaleminden Vali Recep Yazıcıoğlu


Vali Recep Yazıcıoğlu, Türkiye’deki vali imajını değiştiren biriydi. Konuşması hızlı, hareketleriyle yaramaz, hiperaktif bir çocuk gibiydi. Hiç durmayan söylemiyle tam bölgesinin adamı olarak en aykırı gelen yeni yeni fikirleri ortaya atardı. “İdarenin başında bir yerlere geçse de ortalık âbâd olsa” derdim. Kısmet olmadı. Recep Yazıcıoğlu 1948 doğumluydu. Trabzon’un Köprübaşı ilçesinde (eskiden Sürmene’de idi) doğdu. Ankara Hukuk Fakültesi’nin bu öğrencisinin adı ilk defa Tokat Valiliği’yle duyuldu. Doğrusu çarpıcı bir gelişmeydi. Ordunun hak ettiği eli yüzü düzgün orduevlerinin, emniyet kuvvetlerine de inşası için polisevi projesine Tokat’ta başladı. Girdiği yere kazma ve proje de giriyordu, spor da etkin olarak bulunduğu yerlere getirdiği dallardı. Konuşması hızlı, hareketleriyle yaramaz, hiperaktif bir çocuk gibiydi. Erzincan Valiliği’nde bir sahne beni çok güldürmüştü. Ciple geldik, Munzur’un kenarında durduk. Herkes Vali Beyi bekliyor, cipten biz indik. Halbuki Vali Bey arkadan çıkıp hemen atladığı aşağıda sudan yukarıya bakıyor. Dağın eteğindeki köyleri tırmanıyor ve yanında şehir ileri gelenleri, zannetmeyin ki toprak sahipleri veya ticaret odası reisi olacak; çift çubuğuyla uğraşan “Hacı amca”, kitabevi sahibi Erol, sonra bir avukat hanım, daha bunun gibi birkaç kişi. 70’ini geçkin hacı amcayla yamaç paraşütü yapıyor. Vali Beyin tayini çıkıp Aydın’a gittikten sonra oğlu gitmiş gibi hastalandı. Boş durmazdı. İnanılmaz bir proje başlattı, “Kemaliye’den Sivas Divriği’ye tünel açacağım” dedi. Merkezi hükümetten ses yok. Özel idare bütçesiyle işe başladı. Kemaliye (Eğin) kazasında nüfus azalmış, gidenler destek oldu. Proje bitti. İlk mahalli gayret ve vilayet özel bütçesiyle dağ delindi. Yol kısaldı. Vali Recep yerinde duramayan sportmen yapılı bir gençti. Ankara’ya uğradığında fakültedeki dersime misafir konuşmacı olarak çağırırdım. Talebeler arasında seveni boldu; sınıf dolar taşardı. Hiç durmayan söylemiyle tam bölgesinin adamı olarak en aykırı gelen yeni yeni fikirleri ortaya atardı. Dinlemekten zevk alırdı. “İdarenin başında bir yerlere geçse de ortalık âbâd olsa” derdim. Kısmet olmadı. Denizli Valiliği sırasında aramızdan ayrıldı. Türkiye reformist bir idarecisini kaybetti. Biz de Vali Recep Yazıcıoğlu’nu, Türkiye’deki vali imajını değiştiren bir arkadaşı. 20 yıl evvel, 8 Eylül 2003'te resmi araçla ani bir kaza oldu ve vefat etti. Yatakta sükûnetle ölümü bekleyecek bir karakter de değildi. Doğduğu günden itibaren koşuşmuş, belli ki hep hızlı düşünüyordu, hızlı ve gürültülü konuşuyordu ve işlerin çabuk olmasına bakardı. Her gittiği yerde mahali halkın işini iyi yapanlarını bulurdu. Onun etrafındakiler ister fasulye eksin, ister avukat olsun, ister esnaftan olsun düzgün ve dinamik çalışan kimselerdi. Partileri mühim değildi. Bizim gibi gelen ziyaretçilerini saatlerce masada ağırlamak veya odada çay içmekle vakti kaybetmezdi. Günlük teftişlerini, köy gezilerini birlikte yapardık. Onun sayesinde Erzincan’ı, Munzur Irmağı’nın etrafını, Aydın’ın bir sürü bildiğim zannettiğim fakat bilmediğim yörelerini tanımışımdır. Topu topu ikişer günlük ziyaretlerdi. Üstelik Erzincan’a iki kere gittim, birinde vakit Otlukbeli Savaşı’nı tartışmak ve anmakla geçti. Orada da yine etrafa gezi yapıldı ve köylere uğrandı. Seyyar kongre geleneği de böyle başlamış oldu; her tebliğ bir yerde okundu. Ara sıra videolarına bakıyorum, hâlen tatbiki bekleyen yenilikçi görüşler. Bazı görüşlerimde bunları dinleyerek tadilat yapılabilirim fakat denemelerde onun kadar cesur ve gözü kara olmadığım için sadece farklı yolları önermekle yetindim. Mahalli idare mefhumunu köye kadar yetkiyle sokmak fikrindeydi. Biz daha muhafazakâr kalıyorduk, mahalli idari birimlere güvenemiyorduk ama güvensizlikle de bir yere gidilemez. İnsanları daha fazla idareye sokmak lazım. Katmadığınız takdirde kurtarıcı beklerler ve yanlış kurtarıcılar gelir. Haklıydı.

Kaynak:
https://twitter.com/ILBERORTAYLIGSU/status/1700170269480894961
Share:

8 Eylül 2023 Cuma

Prof. Dr. Köksal Pabuçcu: "Bu kadar sevgi seline mazhar olmuş kaç vali gördünüz?"

Prof. Dr. Köksal Pabuçcu: "Bu kadar sevgi seline mazhar olmuş kaç vali gördünüz?"

Recep Yazıcıoğlu’nun vefatının üzerinden tam yirmi yıl geçti... Hasret dolu, hüzün dolu yıllar...8 Eylül 2003’de aramızdan ayrılmıştı... Milyonların duasını arkasına alarak… Sağcısı, solcusu… Milliyetçisi, demokratı… Kısacası Türkiye’de her kesimden insanın sempatisini toplamıştı o... Allah rahmet eylesin... 

Gideli yirmi yıl olmasına rağmen O’nu unutabildik mi? Mümkün değil... Yeri geldiğinde sözlerin mihenk taşı, örneklerin hası o değil mi hala?... Dükkanların önüne atılan hasır sandalyelerin baş misafiri hala o değil mi? “On beş gün oldu bana uğramadı” diyerek kendisine küsen terzinin attığı ilmiklerde hala onun ismi işlenmiyor mu? Tarlasında çalışırken küreğini elinden aldığı köylünün şaşkınlığı geçti mi acaba? Meşin montunu kulaklarına kadar çekip caddelerde dolaştığını görenlerin hayreti; rüşvet alırken suçüstü yakaladıklarının korkusu geçebildi mi? 

Teröristler köyü bastığında, olay yerine giderken, ‘senin çoluk çocuğun küçük, ölürsen yetim kalırlar istersen sen gelme’ deyip bıraktığı makam şoförünün gözyaşları dindi mi acaba? Başbağlar katliamında, olayın hemen akabinde yanlarına giderek teselli ettiği yüreği yanık anneler, çocuklarıyla birlikte onun da yolunu gözlemiyorlar mı? 

Ziyaretine gittiği ilkokulda her şeyi bir yana bırakıp boyunlarına sarıldığı çocukların ona olan hayranlığı geçti mi? Ya Deprem çadırında sütünü eliyle içirdiği çocuklar... hala adını anmıyorlar mı? Çocuğuna Yazıcıoğlu’nun resmini gösterip, ‘al, bunu masanın üzerine koy ve her zaman hatırla! Kalkandere’ye kaymakam gelmişti bir zamanlar, şimdi vali oldu, eğer onun gibi bir vali olacaksan seni okutacağım’ diyen babanın ve okuyup kaymakam olan çocuğun ufkunda hala onun ismi yok mu? Ne mutlu ona ve ailesine… Bugüne kadar Türkiye’den yüzlerce vali geldi, geçti. Bu kadar sevgi seline mazhar olmuş kaç vali gördünüz? O, farklı bir valiydi... Her türlü probleme çözüm üretmek için vardı... İnsanların önüne engel koyan tipik bürokratlardan değildi... İnsanların önünü açmak, onları keşfetmek ve mutlu etmek için yaşayan biriydi... Devletin soğuk yüzünü değil, insanlığın sıcaklığını temsil ediyordu... Yeri geldiğinde, halkla birlikte top oynayabiliyor, halkla oturup kaynaşmayı devlet ciddiyetine aykırı görmüyordu... Hepsinden önemlisi, kendinden emindi... Ama asla halka tepeden bakmadı... Böyle olduğu için de “devletli” olmayı somurtmak olarak anlayanlardan değildi... Gül yüzlü, güler yüzlü ve şen-şakrak bir valiydi... Kısacası O, halkın valisi idi... Ve tüm Türkiye’ye önemli bir mesaj verdi: “Ne ekerseniz onu biçersiniz...”

Kaynak:
https://www.tokathaber.com.tr/vali-yazioglu-anisina-pabuccu-kaleme-aldi
Share:

16 Ağustos 2023 Çarşamba

Vali Recep Yazıcıoğlu’nun Bir Bölgesel Havayolu Şirketi Girişimi: Can Air Örneği


Vali Recep Yazıcıoğlu’nun Bir Bölgesel Havayolu Şirketi Girişimi: Can Air Örneği

Negiz M., Koçak D.

İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi Lisansüstü Öğrenci Kongresi, İstanbul, Türkiye, 16 - 18 Haziran 2023, ss.40
Özet



Merhum Vali Recep Yazıcıoğlu’nun (1948-2003) toplum kalkınması, yerelleşme, bürokrasi ve sistem hakkındaki düşünce ve eylemleri çeşitli araştırmalara konu olmuştur. Bu çalışmada ise Vali Yazıcıoğlu’nun girişimci yönü ele alınmış ve çalışma hayatı boyunca gerçekleştirmek için farklı zamanlarda denemelerde bulunduğu bölgesel havayolu şirketi teşebbüslerinin en somut örneği olan Erzincan Havacılık, Taşımacılık ve Turizm A.Ş. (ERHAT A.Ş.) ya da diğer adıyla Can Air incelenmiştir. Can Air tecrübesi, ülkemizde sayıca az olan bölgesel havayolu şirketi teşebbüslerinden birisi olarak işletmecilik tarihi, girişimcilik ve sivil havacılık açısından önem taşımaktadır. Ayrıca, Vali Yazıcıoğlu’nun girişimci bürokrat yönüne dair önemli ayrıntılar sunmaktadır. Bu çalışmada, merhum Yazıcıoğlu’nun Erzincan Valisi olduğu dönemde (1991-1999) kurulmasına öncülük ettiği bölgesel havayolu şirketi Can Air ele alınarak literatüre katkı yapılması amaçlanmıştır. Araştırma sürecinde Yazıcıoğlu’nun valilik dönemini ele alan ve 1985-2003 yılları arasında yayımlanan gazete haberleri, dergiler, köşe yazıları, röportajlar, makaleler ve görseller girişimcilik bağlamında incelenmiştir. Ayrıca, Can Air şirketine dair belgelere ulaşılarak doküman analizi yapılmıştır. Araştırma sonucunda Vali Recep Yazıcıoğlu’nun bölgesel kalkınmayı sağlamak amacıyla kamunun kaynaklarını seferber etmesinin yanında girişimciliğin önünü açmak için çeşitli adımlar attığı görülmektedir. Özel sektörün rol almaktan çekindiği zorlu projelerde onun inisiyatif alarak girişimci bürokrat rolünü üstlendiği anlaşılmaktadır. Sovyetler Birliği’nin dağıldığı bu dönemde hem Türk Cumhuriyetleri hem de Rusya Federasyonu’nda kamu adına çeşitli işletme kurma girişimlerinde bulunan Vali Recep Yazıcıoğlu, Erzincan’da da yerel bir havayolu şirketi kurulmasına öncülük etmekten geri durmamıştır. Bu şirket aracılığıyla bölgeye iş insanlarını çekerek yatırımların artması, turizmde hak edilen ilgiye kavuşulması, deprem gibi doğal afet durumlarında hızlı hareket edilebilmesi ve yeri geldiğinde de güvenlik kuvvetlerine katkı sağlanması amaçlanmıştır. Ancak belediyeler, valilik ve özel sektör temsilcilerinin ortaklığıyla kurulan bu yerel havayolu şirketinin ömrünün uzun olması için siyasi, iktisadi ve ahlaki olmak üzere başkaca faktörlere de ihtiyaç olduğu anlaşılmıştır.

Anahtar Kelimeler: Bölgesel Havayolu Taşımacılığı, Can Air, Girişimcilik, İşletmecilik Tarihi, Vali Recep Yazıcıoğlu


*** Bu çalışma, Muhammet Negiz’in Doç. Dr. Daimi KOÇAK danışmanlığında EBYÜ SBE İşletme Anabilim Dalında yürütülen doktora tezinden üretilmiştir.

 Creative Commons License 

Negiz M.Koçak D.

İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi Lisansüstü Öğrenci Kongresi, İstanbul, Türkiye, 16 - 18 Haziran 2023, ss.40

  • Yayın Türü: Bildiri / Özet Bildiri
  • Basıldığı Şehir: İstanbul
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Sayfa Sayıları: ss.40
  • Karadeniz Teknik Üniversitesi Adresli: Evet


Share:

En Popüler Yayınlar

ETİKETLER

17. Yıl (1) 1921 (1) 1939 Erzincan Depremi (1) 1990-2000 (1) 1999 seçimleri (1) 28 Şubat (2) 3Y Kuralı (1) 68 Kuşağı (1) 7. Beş Yıllık Kalkınma Planı (1) 77. Yıl (1) Açık Kapı Politikası (2) Adana (1) Adana Bahçe (1) Adem-i merkeziyet (1) Ademi Merkeziyet (1) Adnan Kahveci (9) Afrika (1) Afyonkarahisar Valisi İrfan Balkanlıoğlu (1) Ağrı (2) Akçakoca (2) Akçakoca Kaymakamlığı (1) Alaca (1) Alaca Kaymakamı (1) Ali Aygören (1) Ali Coşkun (2) Ali Çoşkun (1) Ali Demirsoy (1) Alkol (1) Altın Yıllarında Tokat (1) Anayasa (2) Anı (1) Anılar (11) Ankara (2) Ankara Valisi Nevzat Tandoğan (1) Anma (1) Apartman Yöneticiliği (1) Ardanuç (1) Arkadaşları (1) Aşırı Merkezileşme (1) Atamalar (1) Atilla Şahin (1) Avrupa Birliği (2) Ay TV (2) Aydın (25) Aydın Havaalanı (1) Aydın Marangozlar Odası (1) Aydınlarımız (1) Ayhan Aykanat (1) Ayşe Kulin (14) Ayşegül Ünsal (1) Ayvacık (1) Bahçe (1) Bahçelievler Belediyesi (1) Bakanlık Sayısı (1) Bankamatik Valisi (1) Basın Toplantısı (1) Başbağlar (6) Başbakanlık (1) Başbaşa (1) Başhekim (1) Başhekimin Odası (1) Başörtüsü (2) Başpınar Köprüsü (4) Bekir Aksoy (1) Belediye Başkanı Talip Kaban (1) Besim Tibuk (1) Beşköy Beldesi (1) Betül Kocabay (1) Biga Kaymakamı Fatih Genel (1) bildiri (1) Bir Kent- Bir Adam- Bir Yorum (1) Bitmeyen Senfoni (1) Bolu (1) Bordro (1) Botanik (1) Bozdağ Kayak Merkezi (1) Bu Sistem Değişmeli (3) Butto (1) Bülent Ecevit (2) Bürokrasi (12) Bürokrasi Hastalığı (1) Bürokrat (1) Bürokratik Cumhuriyet (1) Büyük Tokat Oteli (1) Can Air (1) Cemal İncesoylar (1) Çadır (1) Çalıştay (1) Çanakkale (1) Çoğulcu Yapı (1) Çorum (2) Daimi Koçak (1) Daire Müdürleri (1) Dava (1) Demokrasi (10) Demokratik Cumhuriyet (1) Denetim (1) Deniz Baykal (1) Denizli (26) Denizli Belediye Başkanı (1) Denizli Depremi (1) Depolitizasyon (1) Deprem (3) Deprem Mühendisliği (1) Deprem Projesi (1) Destek (1) Devlet (1) Devlet Planlama Teşkilatı (1) Devlet-Millet İşbirliği Projesi (1) Devletin Bekası (1) Doğa Sporları (13) Doğa Sporları Festivali (1) Doğa Sporları ve Çevre Birliği (1) Doğa Tutkunu (1) Doğu Anadolu Araştırmaları (1) Doktora Tezi (2) Dost-Düşman (1) Dördüncü Murat (1) Düşünce Özgürlüğü (1) Düşünen Vali (1) Eğin (2) Eğitim (2) Ekonomik Kriz (1) Ekşisu (1) Eleştiri (2) Elvan Feyzioğlu (1) Erdal Beşikçioğlu (6) Ergan Dağı Kayak Merkezi (3) Ergan Dağı Projesi (1) Erozyonu Önleme (1) Erzincan (41) Erzincan Depremi (17) Erzincan Havacılık Taşımacılık ve Turizm A.Ş (Erhat) (2) Erzincan İl Özel İdare (1) Erzincan Kanunu (1) Erzincan Turizm (1) Erzincan Valisi Ali Arslantaş (1) Eserleri (1) Evlilik (1) Eyalet (1) Eyalet Sistemi (1) Eyüp Eroğlu (1) Faili Meçhul (1) Fatih Kılıç (1) Fatih Kısaparmak (1) Fatma Yazıcıoğlu (1) Fehmi Koru (1) Ferudun Çelikmen (1) Fıkra (1) Fikret Bila (2) Film (2) Fransa (2) Girişim ve Dayanışma Derneği (1) Girişimci Bürokrasi (1) Girişimci Bürokrat (1) Girişimcilik (1) Girokrasi (1) Girokrat (1) H. Aliyar DEMİRCİ (1) Haber (2) Hakem Devlet (1) Halası Meryem Yazıcıoğlu (1) Haliç Toplantıları (1) Halil İbrahim Özdemir (2) Halil Rıfat Paşa (1) Halim Gençoğlu (1) Halkın Yönetime Katılımı (1) Hammurabi (1) Hamur (2) Hamur Kaymakamlığı (1) Hantal devlet (1) Hasan Basri Aktan (1) Hatay (1) Havayolu Şirketi (1) Hayat Felsefesi (1) Hediye Kitap (1) Hızır Paşa (1) Hidroterapi (1) Hikmet Köksal (3) Hizmet Makamı (1) Hürsöz Gazetesi (2) Hüseyin Sipahi (1) IMF (1) IV. Murat (1) İbn Kemal Sempozyumu (1) İbrikçibaşı Hikâyesi (2) İçişleri Bakanı (1) İçişleri Bakanlığı Genelgesi (1) İdari Reform (1) İdris Küçükömer (1) İl İdare Kanunu (1) İl Sayısı (1) İlber Ortaylı (5) İlçe Meclisleri (1) İletişim (1) İliç (1) İmla (1) İnsan (1) İsmet Ülker (1) İstanbul (2) İstisna Vali (1) İsviçreli Bolongarden firması (1) İş Ahlakı (1) İşkence (1) Jeotermal (3) Jürgen Habermas (1) Kalkandere (2) Kalkandere Kaymakamlığı (1) Kalkınma (2) Kamu Yöneticisi Davranışı (1) Kamu Yönetimi Reformu (2) Kamuda Tükenmişlik (1) Kamuda Yeniden Yapılanma (1) Kanal 7 (1) Karakol (1) Karanlık Kanyon (3) Karasu (1) Karikatür (1) Kasım Özsoy (1) Kayıtdışı Ekonomi (1) Kaymakam Dizisi (1) Kazım Erdem Özsoy (4) Keban Barajı (2) Kemah (1) Kemaliye (9) Kenan Evren (3) Keşiş Dağı (1) Kırıkhan (1) Kızılay (1) Kişilik (1) Kişisel Gelişim Lideri (1) Kitap (6) Kitaplar (1) Konferans (1) Konuşan Vali (1) Konuşma (3) Koruma (1) Koşullanmama Hakkı (1) Köksal Pabuçcu (3) Köprü (15) Köprü Dizisi (16) Köprü Filmi (2) Köşe Yazısı (49) Kurtarıcı Beklemek (1) Kuvvetler Ayrılığı (1) Kütüphane Seferberliği (1) Laiklik (3) Liyakat (1) Mahalli idare reformu (1) Mahalli İdareler (1) Mahkeme (1) Mahmut Balcı (2) Makale (5) Makam Arabası (1) Mamudizim (1) Marmara Depremi (2) Mehmet Akif Bal (1) Mehmet Emin Ulu (1) Mehmet Kemal Yazıcıoğlu (11) Mektup (1) Melih Aşık (1) Memur (1) Merkez Valiliği (12) Merkezi İdare (7) Meryem Yazıcıoğlu (6) Mesai Arkadaşları (1) Mesut Yılmaz (2) Mezar Taşı (1) Milas (1) Milliyet (1) Minibüs (1) Motosiklet (1) Muğla (1) Muhalif Bir Yazar (1) Muhammet Negiz (6) Muhtar (1) Munzur Dağı (1) Munzur Dağları (1) Mustafa Yazıcıoğlu (7) Mülkiyeliler Birliği (1) Mümtaz Soysal (1) Müzakereci Demokrasi (1) Müzakereci demokrasi teorisi (1) Müzakereci paradigma (1) Nafiz Özmen (1) Nahit Menteşe (1) Ne Yan Yana Ne Karşı Karşıya (2) OHAL Valisi (1) Okul Yapımı (1) Organik Tarım (1) Orhan Öztürk (1) Osmanlı (1) Osmanlı Sistemi (1) Ozan Balcı (1) Ömer Faruk Ünal (1) Ömer Lütfi Mete (1) Ömer Yaşın (1) Örnek Vali (1) Özel İdare (1) Özel İdare Kanunu (1) Özgürlük (2) Özsöz Gazetesi (1) Pamukkale (1) Panel (1) Paraşüt (2) Paşabatıran (1) Paşayaylası Oteli (1) PDF (1) Phoma Recepii (1) Polis (6) Polis Devleti (2) Polislerin Yürüyüşü (1) Popülizm (1) Prens Sabahattin (1) Prof. Dr. Ahmet Mete Işıkara (1) Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil (1) Prof. Mustafa Said Yazıcıoğlu (11) Profesör Dr. Osman Altuğ (2) Protokol (1) Psaphellus Recepii (1) Radikal demokrasi kuramı (1) Radyo Programı (2) Rafting (7) Recep Tayyip Erdoğan (1) Recep Yazıcıoğlu (1) Recep Yazıcıoğlu Belgeseli (2) Recep Yazıcıoğlu Düşünce (1) Recep Yazıcıoğlu Düşünce Grubu (1) Recep Yazıcıoğlu Köprüsü (2) Recep Yazıcıoğlu Kültür ve Dayanışma Derneği (1) Recep Yazıcıoğlu Müzesi (1) Recep Yazıcıoğlu Örneği (1) Rize (1) Robinson Crusoe (1) Röportaj (5) Rusya (1) Rüveyda Yazıcıoğlu Durmaz (1) Sadettin Tantan (3) Sağlık Turizmi (1) Sait Yazıcıoğlu (2) Sansa Boğazı (1) Saydamlık Eksikliği (1) Sedef Kabaş (2) Sedef Kabaş ile Potreler (1) Selma Yazıcıoğlu Özcan (1) Seminer (1) Sempozyum (2) Sendikalar (1) Sıradışı Bir Vali Recep Yazıcıoğlu (1) Sigara (1) Sistem (2) Sivil Anayasa (1) Sivil Toplum (4) Siyaset (2) Sosyal Adalet (1) Söke (1) Söyleşi (13) Sözlü Tarih (1) Sözün Özü (1) Stajyer Kaymakam (1) Su Kayağı (1) Su Sporları (1) Susurluk (1) Sükuti Tükel (1) Süleyman Demirel (4) Süper Vali (2) Sürmene (2) Şarkı (1) Şemsi Denizer (1) Şevket Gültekin (1) Şiir (2) Taha Akyol (1) Tamer Aksoy (1) Tanıklar (1) Tansu Çiller (1) Taş Yolu (3) Taşra Örgütleri (1) Taşyolu (1) TBMM (1) Tebdil-i Kıyafet (1) Tebliğ (1) Teknik Devlet (1) Tembellik ve Beleşçilik Kültürü (1) Terör (2) Tez (2) Tınaz Titiz (2) Tiyatro (1) Tokat (45) Tokat Hava Yolları (1) Tokat Modeli (1) Tokat Özel İdare Uygulaması (1) Tokat Turban Turizm AŞ (1) Toplum (1) Toplumsal Barış (1) Toplumsal İnisiyatif (1) Toplumsal Uzlaşma (1) Trabzon (6) Trafik Cezası (1) TRT (1) Turan Yalçın (6) Turgut Özal (12) Turizm (1) Turizm Bakanı Ahmet Tan (1) Turizm Potansiyeli (2) Turizme Maya (1) Türban Krizi (1) Türk Hava Kurumu (1) Türk İdareciler Günü (1) Türk Modernleşmesi (1) Türkiye markası (1) Türkiye Turizm Ansiklopedisi (1) TÜSİAD (1) TV Programı (2) Twitter (1) Uçak (1) Uğur Mumcu (1) Üniversiteler (1) Üniversitesi Hukuk Fakültesi (1) Vali (2) Vali Abdulkadir Demir (1) Vali Filmi (1) Vali Recep Yazıcıoğlu Kongresi (1) Valilik (1) Van Depremi (1) Vasiyeti (4) Vefat (18) Vefat Yıldönümü Mesajı (1) Vergi (2) Yamaç Paraşütü (4) Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı (1) Yasa Tasarısı (1) Yasakçı Vali (1) Yavuz Donat (1) Yayla Turizmi (1) Yazmacılar Hanı (1) Yeni Erzincan Nasıl Kuruldu ve Niçin Bitirilemedi (1) Yeni Şafak (1) Yerel İdareler (4) Yerel Yönetimler (10) Yerel Yönetimler Reformu (1) Yerel Yönetimler Yasa Taslağı (1) Yerel yönetimlerin güçlendirilmesi (1) Yerelleşme (2) Yetki (1) Yıldırım Akbulut (1) Yılmazlar Köyü (1) Yolsuzluk (2) Yöneticilikte Örnek (1) Yönetim (1) Yönetim tarzı (1) Yönetime Politik Etkiler (1) Yüksek Lisans Tezi (1) Zeki Demirbaş (1) Zenci (1) Ziya- ül Hak (1) Ziyaretçi (1)

Translate


Yürü! Hür mâviliğin bittiği son hadde kadar!... İnsan, âlemde hayâl ettiği müddetçe yaşar. Yahya Kemal Beyatlı

ÖĞRENMEYİ SEVMEK

"Bilgiye sahip olarak doğmuş birisi değilim. Yalnızca öğrenmeyi ve öğretmeyi seviyorum."
Konfüçyüs

"Bilgi, ahlaki hareketten kalan şeydir."
Nurettin Topçu

Bu Blogda Ara

Link list 3