UNUTULMAYAN VALİ RECEP YAZICIOĞLU ARAŞTIRMALARI (1967-2003)

Ziyaretçi

"BAĞIŞ YAPARAK ARAŞTIRMALARA VE İÇERİĞE" DESTEK OLMAK İÇİN TIKLAYINIZ.

31 Aralık 2022 Cumartesi

Bir Spor Dalıyla Hayata Geçirilen Üç Girişimcilik: Erzincan’da Rafting

 

Bir Spor Dalıyla Hayata Geçirilen Üç Girişimcilik: Erzincan’da Rafting

Merhum Vali Recep Yazıcıoğlu'nun Erzincan'da hayata geçirdiği rafting sporunu girişimcilik perspektifinden ele alan akademik çalışma Yıldız Teknik Üniversitesinde gerçekleştirilen IX. Yıldız Uluslararası Sosyal Bilimler Kongresinde bildiri olarak  sunuldu. 

Negiz, M., & Kalkan, N., (2022). Bir Spor Dalıyla Hayata Geçirilen Üç Girişimcilik: Erzincan’da Rafting . IX. Yıldız Uluslararası Sosyal Bilimler Kongresi, Yıldız Teknik Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü (ss.33). İstanbul, Türkiye

PDF Erişim (91)


 

Share:

26 Ekim 2022 Çarşamba

Recep Yazıcıoğlu ve Bir Konferans...

 


Recep Yazıcıoğlu ve Bir Konferans...

Okuduğum bir gazetede Vali Recep Yazıcıoğlu'nu oğlu anlatıyor:

“Bir gün babam bir konferansa gidiyor. 500 kişilik bir salonda 5 kişi olduğunu görüyor. Diyorlar ki; ‘Salonda 5 kişi var. İstersen verme konferansı…’ Ama o, salonda 500 kişi varmış gibi büyük bir heyecanla o konferansı tamamlıyor…”

Rahmet olsun...

Share:

8 Ekim 2022 Cumartesi

RECEP YAZICIOĞLU DA SEMPOZYUM DÜZENLEMİŞTİ | TOKATLI ŞEYHÜLİSLAM UNUTULMADI


TOKATLI ŞEYHÜLİSLAM UNUTULMADI


Tokat'ta, Osmanlı Devleti'nde şeyhülislamlık yapan ve Kemalpaşazade olarak da bilinen tarihçi İbn-i Kemal için program düzenlendi

Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesinde öğretim üyesi olan Prof. Dr. Murat Demirkol, 13-14 Mayıs 2022’de Ankara’da kendi üniversitesi yanında TÜBİTAK ve TTK’nın desteğiyle “Uluslararası Kemalpaşazade (İbn Kemal) Sempozyumu” düzenledi ve gerçekleştirdi. 130 katılımcı bildiri sunduğu sempozyum sonrasında bildiriler 4 cilt kitap haline getirilerek basıldı. Baskıya Tokat Valiliği de destek verdi. Şeyhülislam Kemalpaşazade yapılan çalışmanın ardından memleketi Tokat’ta anıldı.


RECEP YAZICIOĞLU DA SEMPOZYUM DÜZENLEMİŞTİ

Prof. Dr. Murat Demirkol: Sadece biz Tokat'ta Kemalpaşazadenin daha geniş kitleler tarafından tanınması, mesajının kavranması, öğrenilmesi, Ona dönüklere dönük bir farklı zararın oluşturulmasını amaçlamıştık. inşallah bunu burada bugün gerçekleştireceğiz. Aslında Tokatlıların tanımadığı bir isim değil İbni Kemal. Ta 1985 yılında merhum valimiz Recep Yazıcıoğlu'nun himayelerinde burada bir sempozyum yapılmıştı. Şehhulislam Kemalpaşazade Sempozyumu diye. Onun eserleri Diyanet Vakfı tarafından basıldı. Biz aslında ikincisini Ankara'da gerçekleştirdik. Fakat Ankara'da gerçekleştirdiğimizin burada Tokat'a teşmil edilmesi ve yayılmasıyla ilgili bir amacı burada gerçekleştirmiş oluyoruz.

Kaynak:
https://www.karadenizsonhavadis.com/tokatli-seyhulislam-unutulmadi/34023/

Share:

Gidemediğin Yer Senin Değildir



Gidemediğin Yer Senin Değildir

Dünya denilen mekâna 2 Haziran 1948 yılında teşrif edip 8 Eylül 2003 yılında ebedi âleme irtihal eden Merhum Recep Yazıcıoğlu’nun vefatının sene-i devriyesi için bir yazı da ben kaleme alayım istedim

Tam 55 sene hayat süren bu valimiz ülkede emekli olma yaşının 65 olarak kabul edilmesiyle daha on yıl bu görevi yapma şansı vardı.
Ülke tarihinin en genç valisi olarak devrin hükümeti tarafından “köşk”e sunulan kararnameyi “Dipçik gücüyle” en tepesinde bulunan Kenan Evren tarafından reddedilmesiyle başlayan kriz altı ayda zor çözülmüştü netekim.
Valimiz, daha 36 yaşının içindeyken Tokat iline vali olarak atanmıştı.
Cumhuriyet tarihinin en genç valisi olarak Cumhuriyet rejimi ilanından sonra gelen hükumetlerin o zamana kadar yaptığından fazla derslik açan bir vali olarak kayıtlara geçmiştir. Yeni rejimin ilanının üzerinden 64 yıl geçmesine rağmen; beş sene içinde, bu zamana kadar görev almış yetkilileri geride bırakmıştır.
Peki, bu bir başarı mıdır?
Cevap: ?
Takvimlerin 1991 yılını gösterdiği sene Erzincan valisi olarak hizmete başlamış; devleti yönetenlerin 30 senede başaramadığı köprüyü bir seneyi bulmadan üstelik de üçte birine yaptırdığında itiraz edenleri o zamanki hükümet yanlısı müteahhitler ve PKK oluşu dikkat çekçi bir hal almıştır. Düşünebiliyor musunuz itiraz edenleri veya hoşnut olmayanları.

Kemaliye ile Başpınar arasında Karasu nehri üzerinde yapılan bu köprünün PKK tarafından hoş karşılanmaması neden olmuş olabilir?

Karşıya botlarla geçmek isteyen ve 25 adet köyün yıllarca Karasu’ya kurban verdikleri, çok hastaların hastanelere yetişemediği, çok kadının yollarda doğum yaptığı ve bir köprüye ihtiyaç olunduğu bir yerdi burası. Birçok olumsuzluk bir köprü ile ortadan kaldırıla bilinirdi. Bu kadar ehemmiyete haiz bir köprüyü bir devletin “yapamamış” olmasının suçlusu ne olabilirdi?
Ahmet Kutsi Tecer’in: “Orada bir köy var uzakta/ O köy bizim köyümüzdür/ Gezmesek de, tozmasak da/ O köy bizim köyümüzdür” mısralarına inat; “Gidemediğin yer senin değildir” sözünü kendine düstur edinerek çıkmıştır yola.
Evet, Halil Rıfat Paşanın “Gidemediğin yer senin değildir” sözünü hatırlamıştı merhum Yazıcıoğlu. Onun için bu köprüye çok kıymet veriyordu.
Karşı tarafta ne vardı?
Neler yoktu ki. En azından güvenlik yoktu. Sular kabarınca müşkülat çoktu. Her türlü asayiş durumunda güvenlik kuvvetleri çaresiz kalıyordu. Yasa dışı silahlı örgütler ellerini sallayarak geziyordu. Bu köprünün yapımına müteahhitler niye karşıydı işte orasını ben de bilmiyorum.
Devletin koyduğu maliyetin üçte birine bitirdi köprüyü bölge ahalisi. Tabii Merhum Recep Yazıcıoğlu’nun rehberliğinde.
26 Eylül 1999 yılında Merkez Valiliğine alındı Recep Yazıcıoğlu. Ona “Merkez Valisi ne iş yapar” diye sorulduğunda “Bankamatik ile maaş çeker” demişti.
Merhum Recep Yazıcıoğlu hakkında 65 bölümlük dizi, bir film, bir kitap, hakkında düzenlenmiş yirmiye yakın belgesel ve kendinin davet edildiği ondan fazla programını takip ettim. Yani burada yazdıklarım bir hülasanın bile hülasası. Merhum Nasrettin Hoca’nın “Tavşanın suyunun suyu” dediği gibi bir şey.
Merkez Valiliğinde dört yıl kalan ve kendi tabiri ile “Bankamatik Valisi” olarak bekleyen Yazıcıoğlu Denizli Valisi olarak da görev yapmıştır.
Erzincan depreminde başarılı faaliyetlerde bulunan Yazıcığolu’nun İstanbul depreminde “Beni İstanbul’a Deprem Valisi olarak atayın” isteği kabul görmemiştir.
Makam kapısına “Kapıyı vurmadan giriniz” yazan valimiz, bütün işlerinde vatandaşın menfaatini ön planda tutmuştur.
Yazımızı onun bir sözüyle bitirelim:
“Hiçbir başarı cezasız kalmaz…”

Kaynak:
Zeki Ordu, 2022, https://www.yazarportal.com/gidemedigin-yer-senin-degildir-2/199220/
Share:

Yazma Ustası Ömer Yaşın (68): "Rahmetli Vali Recep Yazıcıoğlu, Yazmacılar Hanı'nı bize yaptırttı; kooperatif kurdurdu."


   Yazma Ustası Ömer Yaşın (68): "Rahmetli Vali Recep Yazıcıoğlu, Yazmacılar Hanı'nı bize yaptırttı; kooperatif kurdurdu."

Tokat'ta 6 asırdır tahta kalıplara işlenen motifler artık sadece yazmaları değil kıyafetleri de süslüyor
Tokat'ta 6 asırdır tahta kalıplara işlenen motifler artık sadece yazmaları değil kıyafetleri de süslüyor. Modacılara rakip olan ustaların ürünleri, sahil kentlerinde ilgi görüyor.

Anadolu'da 15. yüzyıldan beri yapılan yazmacılığın merkezi olan Tokat'ta kültürel miras sürdürülüyor. Ihlamur ağacından yapılan baskılara işlenen motifler, farklı renk ve desenlerde pamuklu bezlere basılıyor.

Baskı yapılan bezler, su dolu havuzlarda geleneksel yöntemlerle ayakla çiğneniyor. Daha sonra korkuluklara asılan yazmalar kurutulmaya bırakılıyor. Birbirinden farklı desenlerde üretilen yazmalar, yurt içi ve yurt dışı pazarda alıcı buluyor.

Yüzlerce yıl önce ihtiyaç olarak kullanılan yazmayı, sofra bezinin yanı sıra fular, kıyafet gibi ürünleri yerli ve yabancı turistler hediyelik olarak tercih ediyor. Tahta kalıplara işlenen motifler artık sadece yazmaları değil, kıyafetleri de süslüyor.

Yazmacılar teknolojiye yenildi, tarz değiştirdiler

Yazma Ustası Ömer Yaşın (68), önceden yazmacılık denilince akla yazma ve sofra bezi gelirken, günümüzde bu yelpazenin genişlediğini söyledi. Amcasının yanında çırak olarak başladığı yazmacılık mesleğini yaklaşık 60 yıldır devam ettirdiğini belirten Yaşın, "Yazmacılık hanımların başlarına örttükleri yazma, yemeni bazı yörelerde yemeni derler, bazı yörelerde yazma derler. 1997 yılına kadar el baskısı yazma yapıyorduk.

Fabrikasyon üretim başlayınca birçok meslek, arkadaşlarımız, bizler teknolojiye ayak uyduramadık. Makineye ayak uyduramadık. O anda meslek bizi bıraktı, biz mesleği bırakmadık. Her bir arkadaşlarımız işte yağlı boyacılık yaptı. Yazmacı kalfaları, yetişmiş elemanlar dağıldı. Rahmetli Vali Recep Yazıcıoğlu, Yazmacılar Hanı'nı bize yaptırttı; kooperatif kurdurdu.
Dükkanımız olduğu için ben iş sahibiydim, o zamanlar işverendim. Ben gitmedim, burada kaldık.

Eski tecrübelerimize dayanarak giysiye çevirmeye çalıştık ve çevirdik. Elbise, pantolon, bluz yaptık. Böylece ayakta kaldık. Şimdi şu anda aynı elbise yapmaya devam ediyoruz. El baskısı, elbiselikleri yapıp geçim sağlamaya çalışıyoruz" dedi.

Sahil kentlerinde yazma desenli kıyafetler ilgi görüyor

Yaşın, yazma motiflerinin kıyafetleri süslediğini belirterek, "Talep şu anda iyi ama yazmadan elbiseye dönene kadar tanıtmakta bayağı bir zorluk çektik. Şu anda yaptığımız kıyafetler satılıyor. Yazlık kıyafet ince kumaşımız olduğu için sahil kenarlarında, tatil yörelerinde biraz daha fazla talep görüyor. Oralarda satış yapılıyor" diye konuştu.


Kaynak:
İHA, https://www.yenimesaj.com.tr/yazma-motifli-kiyafetler-yogun-ilgi-goruyor-H1453688.htm


Share:

Hatay'ın Hassa ilçesine atanan Kaymakam Osman Acar: Rahmetli Valimiz Recep Yazıcıoğlu'nu aratmayacağız




Hatay'ın Hassa ilçesine atanan Kaymakam Osman Acar: Rahmetli Valimiz Recep Yazıcıoğlu'nu aratmayacağız


Kaymakam Acar, yeni atandığı ilçedeki esnafla Aktepe Mahallesinde bir araya geldi. Burada esnafla çay içip sohbet etti. Hassa halkıyla birlik beraberlik içerisinde gerçekleştirecekleri projelerle vatandaşlara destek olacaklarını söyleyen Kaymakam Acar, “Kaymakamlık makamımızın kapısı halkımıza her zaman açık. Rahmetli Valimiz Recep Yazıcıoğlu'nu aratmayacağız. Her zaman gönül gönüle olacağız. Halkın ihtiyaçlarına yönelik devlet adına kaymakamlık olarak öncü olacağız” dedi.

Kaynak:
https://www.iha.com.tr/hatay-haberleri/kaymakam-acar-her-zaman-gonul-gonule-olacagiz-3937034/
Share:

Süper Vali Recep Yazıcıoğlu


Süper Vali Recep Yazıcıoğlu

Tüm ülke, onun şahsında, hayal ettikleri üst düzey yöneticiyi buldu.

İnsanlar, bulunduğu ilin ya da ilçenin mülki amirini değil; o nereye gittiyse onu izledi.
Yaşadıkları ilçenin ya da ilin de Yazıcıoğlu (2 Haziran 1948 - 8 Eylül 2003) gibi mülki amiri olmasını diledi.
Gözler, kulaklar hep onun üzerinde oldu.
Onunla övündü, onunla gurur duydu.
O, kendime örnek aldığım bir insandı.
Bir tarihte Alanya Kültür Merkezi’nde bir söyleşisine katılmış, kendisini izlemiştim.
Şöyle demişti; “Okullarımızda çocuklarımızı eğitmiyoruz. Onlara görgü kuralları ve toplum yaşam kültürü eğitimi vermiyoruz. Haklarını, hukuklarını anlatmıyoruz. O nedenle insanlarımız hazımsız, o nedenle insanlarımız hırçın, kavgacı ve geçimsiz. Mümkün olabilse de toplu yaşam kültürü olmayan kişilere oy kullandırılmasa. İnanın ülkemiz tez elden düzlüğe çıkar…”
O an birden ayağa kalkıp, ayakta alkışlamıştım.
… …
Düşüncelerimiz, dünyaya bakış açılarımız örtüşüyordu.
Bürokrasiyi sevmez, inandığımızı duraksamasız yapardık.
O nedenle de; onun da başı dertten kurtulmadı, benim de… Kendimize de eziyet ettik, ailelerimize de…
8 Eylül 2003 tarihinde, Ankara’da geçirdiği KUŞKULU bir trafik kazası sonucu aramızdan ayrıldı.
Ölüm haberini aldığım gün çok üzülmüş, günlerce kendime gelememiştim.
Başta görev yaptığı ilçe ve iller olmak üzere, tüm ülke gözyaşı döktü onun için.
Ona gösterilen bu ilgi, başta meslektaşları olmak üzere herkesi şaşırttı.
Yaşamı, “Vali” adıyla, beyaz perdeye aktarıldı.
Gişe rekoru kırdı.
Bütün bunlar gösterdi ki; kaymakam ve valiler, Yazıcıoğlu gibi halk adamı olmalı.
Halkla iç içe olmalı.
Alçak gönüllü olmalı.
Gözü kara ve cesur olmalı.
Dobra olmalı.
İş bitirici olmalı.
Madden ve manen dürüst olmalı.
Özü, sözü bir olmalı.
“Koltuğumu kaybederim” endişesine kapılmadan, inandığı doğrultuda mücadele etmeli.
Günümüz mülki amirleri gibi kasım kasım kasılmamalı.
Üretmeli, ürettirmeli…
Yeni üretim alanları yaratma gayreti içinde olmalı.
Halkının sözcüsü ve öncüsü olmalı.
Makam kapısını sürekli açık tutacak kadar yürekli olmalı.
Tüm işlerini hak, hukuk çerçevesinde yürütecek kadar adil olmalı.

* * *
Bugün onun ölüm yıl dönümü.
Kuşkulu ölümünün üzerinden 19 yıl geçmesine karşın unutulmadı...
Unutulmuyor.
Bütün bunlar gösterdi ki; Türk Halkı, Recep Yazıcıoğlu gibi kaymakamları, valisi olsun istiyor; Yazıcıoğlu gibi yöneticiler tarafından yönetilmek istiyor.
Ve onları unutmuyor.

* * *
2 Haziran 1948 tarihinde Trabzon'un Köprübaşı ilçesinde dünyaya geldi.
Lise eğitiminin ardından Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesini bitiren Yazıcıoğlu'nun ilk görev yeri, 1968 yılında Aydın oldu.
Burada bir dönem kaymakam vekilliği yapan Yazıcıoğlu, daha sonra ülkenin farklı ilçelerinde kaymakamlık görevlerinde bulundu.
1984 yılında Tokat'a vali atandı.
O dönemde Türkiye'nin en genç valisi olan Yazıcıoğlu, yaklaşık 5 yıl burada görev yaptı.
Eğitim ve sağlıkta yaptığı önemli işlerle "Yılın Bürokratı" seçilen Yazıcıoğlu; 1989 yılında kaymakam vekili olarak görev yaptığı Aydın'a bu kez vali olarak atandı.
Şehrin tarımı ve ekonomisi üzerinde yoğun çaba harcayan Yazıcıoğlu, özellikle kent için önemli bir değer olan jeotermali yurt çapında duyurmak için büyük çaba sarf etti.
1991 yılında Erzincan'a atandı. 1992 depreminde vatandaşların yaralarının sarılmasında büyük çaba harcadı.
9 yıl görev yaptığı Erzincan'ın ardından 1999 yılında merkez valiliğine, 2003 yılında da Denizli Valiliğine getirildi.
Sadece görev alanlarıyla yetinmeyen Yazıcıoğlu; ülkenin dört bir yanında konferanslar verdi. Konferanslarında olması gereken yöneten ve yönetilen profilleri çizdi.
Ve…
Ve 8 Eylül 2003 tarihinde Ankara'da geçirdiği kuşkulu bir trafik kazası (!) sonucu hayatını kaybetti.
Aydın'ın Söke ilçesinde toprağa verilen Yazıcıoğlu'nun cenaze törenine on binlerce kişi katıldı.

Kaynak:
Haboğlu, İ.(2022), https://www.yenialanya.com/makale/12076579/ismail-haboglu/super-vali-recep-yazicioglu


Share:

‘Hizmetkar Devlet’ Anlayışıyla Bir Valilik Efsanesi: Recep Yazıcıoğlu

‘Hizmetkar Devlet’ Anlayışıyla Bir Valilik Efsanesi: Recep Yazıcıoğlu

Recep Yazıcıoğlu, 2 Haziran 1948 günü Trabzon’un Sürmene ilçesine bağlı Yılmazlar köyünde, 5 çocuklu Mustafa ve Fatma çiftinin ilk çocuğu olarak dünyaya geldi. Recep ayında doğduğundan ötürü ismi Recep olarak verildi. İlkokulu köyünde okudu. Müftü olarak görev yapan babasının tayini Muğla Milas’a çıkınca orta okulu Milas’ta, liseyi Aydın’da tamamladı.

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde lisans eğitimi aldı ve 1968 yılında ilk görev yeri olan Aydın’a Kaymakam Vekili olarak atandı. Bu süre boyunca ildeki birçok kurumda görev yaptı, mevzuatları inceleyerek hem işleyişi öğrendi hem hayatı boyunca karşısında duracağı bir sorunun varlığını keşfetti. Kendi tabiri ile “işi yapmaktan değil de işi engellemekten zevk alma” olarak açıkladığı ve ‘bürokrasi hastalığı’ olarak ifade ettiği bu sorunla son nefesine dek mücadele edecekti.

Kaymakam Vekilliği tecrübesinden sonra Ankara’daki kaymakamlık kursuna çağırıldı ve kursu başarıyla tamamladıktan sonra ilk görevi için Rize Kalkandere’ye atandı. 13 yıl süren kaymakamlık döneminde; Adana/Bahçe, Ağrı/Hamur, Çanakkale/Ayvacık, Hatay/Kırıkhan, Çorum/Alaca, Bolu/Akçakoca’da görev yaptı.

Görevleri sırasında dikkat çeken projelere imza atıyor, zaman zaman siyasilerle ters düşüyor, torpile asla müsaade etmiyor, korumalarla dolaşmıyor, makam arabasını şahsi işleri için kesinlikle kullanmıyordu. Hatta Çorum’un Alaca Kaymakamlığı döneminde kapısında “kapıyı vurmadan girebilirsiniz” yazısı asılı duruyordu. Tüm bunlar halkın sevgisi ve yoğun ilgisine sebep olunca ‘Sıra Dışı Kaymakam Recep Yazıcıoğlu’ dönemin Başbakanı Turgut Özal’ın dikkatini çekti ve Özal’ın emri ile ismi valiler kararnamesine alındı. Dönemin Cumhurbaşkanı Kenan Evren itiraz etse de 6 ay süren ‘kaymakam krizi’ Özal’ın galibiyeti ile sonuçlandı. 36 yaşındaki Recep Yazıcıoğlu, Türkiye’nin en genç valisi olarak 1984 yılında Tokat’a atandı.

5 yıl görev yaptığı Tokat’ta halkın da desteği ile sahada bizzat çalışarak 3 binin üzerinde derslik yaptırdı ve şehrin eğitim hamlesinin mimarı oldu. Bu başarı nedeniyle “Yılın Bürokratı” seçildi ve ‘Türkiye’nin en genç valisi olmasına karşın Tokat’ta döneminde yapılan ilkokul ve sağlık ocağı sayısı Cumhuriyet döneminin tamamından fazla olduğu için bu ödüle layık görüldüğü’ açıklamasının üzerinde yazılı olduğu ödülü baş köşesinden ayırmadı.

1989 yılında Kaymakam Vekili olarak göreve başladığı Aydın’a Vali olarak döndü. Kendisine iletilen bir şikayet üzerine tebdil-i kıyafetle bir hasta gibi Nazilli SSK Hastanesi Başhekimine başvurarak şikayetleri yerinde gözlemlemesi ve aldığı ‘paran yoksa tedavi olamazsın’ cevabının ardından ertesi gün Vali kimliği ile giderek başhekimi görevden alması en unutulmaz anılarından biri olarak kaldı.

1991 yılında Erzincan’a atandı. Göreve geldikten kısa süre sonra, 13 Mart 1992 günü Erzincan depremi meydana geldi ve birçok can kaybının yanında şehir yerle bir oldu. Günlerce uykusuz bir şekilde evine gitmeden sahadan ayrılmayan Vali Recep Yazıcıoğlu, gece gündüz çalışarak 8 ayda depremin izlerini büyük ölçüde şehirden silmeyi başardı.

Fırat’ın iki yakasını birbirine bağlayan Başpınar Köprüsü, Erzincan Valiliği sırasında en çok emek verdiği projelerden biriydi. Başbağlar katliamında şehir merkezi ile köy arasında köprünün bulunmamasının etkili olması ve 30 yıldır feribot ve sallarla ulaşım sağlanan bölgede 22 köyün merkezle bağlantısının olmaması nedeniyle kolları sıvadı. Hükümetlerin 30 yıldır yapamadığı ve 1 trilyon maliyet çıkardığı köprüyü 8 ayda 300 milyar maliyetle tamamladı. Terfi etmesi beklenirken 9 yıl görev yaptığı Erzincan’dan 26 Eylül 1999’da Merkez Valiliğine alındı.

Merkez’de bekleme süresi üç buçuk yıl sürdü. Bu süre içinde kendisine gelen siyasetle ilgili tüm teklifleri geri çevirdi. 2003 yılında son görev yeri olan Denizli’ye atandı. Heyecanla yeni görevine başladı ancak bir süredir kendisini rahatsız eden gözündeki sorunlardan ötürü muayene olmak için Ankara’ya gitmeye karar verdi. Her zaman olduğu gibi korumaları ve makam aracı olmadan yapacağı bu seyahat için Ziraat Odası Başkanının ‘birlikte gitme’ teklifini kabul etti. Oda başkanının çaycısının kullandığı araç Eskişehir-Ankara Yolu üzerinde kaza yaptı ve Vali Yazıcıoğlu ağır yaralandı. Birkaç gün komada kaldıktan sonra bu şaibeli kaza sonucunda 8 Eylül 2003 günü 55 yaşında vefat etti. Aydın’ın Söke ilçesinde toprağa verilen Süper Vali Yazıcıoğlu’nun cenaze törenine on binlerce kişi katıldı.

Kaymakamlık ve Valilik dönemlerindeki başarılı uygulamalarıyla dikkat çeken, projeleri ile akademik tezlere konu olan, ünlü romancıların romanlarına, hayatını ve mücadelesini anlatan film ve dizilere ilham kaynağı olan Efsane Vali Recep Yazıcıoğlu, “Valilik abartılmamalı. Her görev önemlidir. Önemli olan geldiğin konumun yükseklik derecesi değil, yaptığın iş ne olursa olsun onun en iyisini yapmaktır” diyerek her zaman savunduğu ‘Hizmetkar Devlet’ anlayışıyla vefatının ardından yıllar geçmesine rağmen kendisi için mücadele ettiği halk tarafından neden unutulmadığını özetliyordu.

Kaynak:
Çakmak Çelik, N. (2022), ‘Hizmetkar Devlet’ Anlayışıyla Bir Valilik Efsanesi: Recep Yazıcıoğlu, Yeni Şafak https://www.yenisafak.com/yazarlar/nuriye-cakmak-celik/hizmetkar-devlet-anlayisiyla-bir-valilik-efsanesi-recep-yazicioglu-2063922
Share:

9 Ağustos 2022 Salı

TRABZONLU ÜNLÜ SİMALARDAN VALİ RECEP YAZICIOĞLU

  

TRABZONLU ÜNLÜ SİMALARDAN VALİ RECEP YAZICIOĞLU[1]

 Bir araştırma sırasında Karadeniz Teknik Üniversitesi’ndeki kütüphanede rafları karıştırırken rastladığım “Trabzonlu Ünlü Simalar ve Trabzon’un Ünlü Aileleri” başlıklı kitapta "kesin Vali Recep Yazıcıoğlu da vardır" düşüncesiyle sayfaları çevirirken umduğumu bulduğuma sevindim. Merhum Yazıcıoğlu hakkında kitapta yer alan ifadeleri okur ve araştırmacılar için yararlı olması dileğiyle aynen paylaşıyorum (Bal, 2007, 783-784):

 

“Trabzon'un yetiştirdiği büyük değerlerden Vali Recep YAZICIOĞLU, 1948 yılında Köprübaşı ilçesinin Yılmazlar Köyü'nde doğdu. Müftü Mustafa Efendi'nin ve Fatma Güneş Hanım'ın oğludur. İlkokul ve ortaokulu Sürmene ve Milas'ta okuduktan sonra, Aydın Lisesi'ni bitirdi. 1968 yılında Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden mezun oldu. Memuriyete, 1968 yılında Aydın maiyet memuru olarak başladı. 1971-1984 yılları arasında sırasıyla; Kalkandere, Bahçe, Hamur, Ayvacık, Kırıkhan, Alaca, Akçakoca kaymakamlıkları görevinde bulundu. 1975 yılında askerliğini Kara Kuvvetleri Komutanlığı'nda asteğmen olarak yaptı. 36 yaşında ve 1984 yılında Tokat Valiliği'ne atandı. Beş yıl boyunca Tokat valiliği yapan YAZICIOĞLU, Tokat'ı bir yatırım şantiyesine çevirdi. Karakolları, "PembeKol"lara dönüştürdü. Ankara bürokrasisini eleştirdi. Tokat valisiyken makamında ve evinde koruma istemedi, halkla iç içe olmayı tercih etti. Yatırımlarda, devlet-halk dayanışmasını öne çıkardı. Tokat valisiyken, tebdil-i kıyafet (kıyafet değiştirerek) gezdi ve bu yüzden "Dördüncü Murad" lakabıyla anıldı. Tokat valiliği sırasında "Yılın Valisi" seçildi. 

 

Tokat valiliğinden sonra 14 Ağustos 1989 tarihinde Aydın Valisi olarak göreve başladı ve burada iki yıl valilik yaptı. Aydın/Çine'de ilk kazayı atlattı, eşi ve kendisi hafifçe yaralandı. 

 

19.8.1991 tarihinde Erzincan Valiliği'ne atandı. Sekiz yıl süren Erzincan valiliği sırasında, Erzincan'ın kalkınmasına öncülük etti. Turizmin gelişmesi için bizzat Fırat nehrinde rafting yaptı, su kayağı ve yamaç paraşütünü destekledi. Sistemi eleştirdi, kolalı içeceklere, sigaraya, alkole karşı kampanya açtı ve Erzincan depremi sonrasında yapılan altyapı çalışmalarında büyük başarı sağladı. 1995 yılında Fırat nehrinde gezerken ikinci kaza ile karşılaştı ve bindiği salın batması üzerine ölüm tehlikesi atlattı. 1998 yılında Erzincan'da otomobiliyle seyahat ederken başka bir kaza yaptı. Bir kamyonla çarpışan YAZICIOĞLU, ağır yaralandı ve gözünden ameliyat oldu. Erzincan'dan sonra 26 Eylül 1999 tarihinde Merkez Valiliği'ne getirildi.

 

Ak Parti Hükümeti döneminde Denizli valiliğine atandı. Göz muayenesi için Ankara'ya gelen YAZICIOĞLU, 2 Eylül 2003 tarihinde Ankara'dan Denizli'ye dönerken Ankara'nın Temelli mevkiinde aşırı hız nedeniyle feci bir kazaya uğradı. Kazadan sonra hastaneye kaldırılan Süper Vali, kritik bir beyin ameliyatı geçirdi ancak hayati tehlikeyi atlatamadı. 4 Eylül 2003 tarihinde ise Mevla'sına kavuştu. 

 

Kendisiyle yapılan son röportajlardan birisinde, mezar taşına; "Hür, demokrat, adam gibi, bir ülkede yaşayamadan gitti" ifadelerinin yazılmasını istediğini söyleyen evli, üç çocuk babası ve bir torun dedesi Recep YAZICIOĞLU, "Bu Sistem Değişmeli" ve "Sil Baştan" adlı kitapların da yazarıydı. YAZICIOĞLU'nun vefatından sonraki en anlamlı yazılardan birini Milliyet Gazetesi yazarı Taha Akyol yazdı: "Denizli valisi merhum Recep Yazıcıoğlu niye geniş kitlelerce sevildi. Sadece vali olarak yaptığı hizmetlerden mi, yoksa 'duruş'undan mı? İllerine büyük hizmetler etmiş çok sayıda valimiz vardır. Recep Yazıcıoğlu'nun halk nazarında bu kadar sevilmesinin önemli sebeplerinden biri, hiç şüphesiz onun sıra dışı, aykırı bir vali' olmasıydı. 'Devletin içinde' idi ama 'millet'in dilini konuşur, özlemlerini hissederdi; duygudaşlığa sahip bir vali idi. Sivri örneğini, ünlü Ankara valisi Nevzat Tandoğan'da gördüğümüz türden, halka tepeden bakan, 'devletlü' tipinde bir vali değildi. Devletin halk üzerinde nasıl bir baskı cihazı gibi çalıştığını bilir ve kendisini halkla beraber bastırılmış hissederdi. "

 

Vali Recep Yazıcıoğlu ile ilgili olarak, Ayşe Kulin'in Köprü adlı romanından esinlenerek 2006 yılında bir televizyon dizi gösterime konuldu.”

 

Sonrasında birçok farklı kitap, makale, köşe yazısı, tez ve araştırmaya konu olan Vali Recep Yazıcıoğlu, halkın bürokraside bir haksızlıkla ya da saygısızlıkla karşılaştığında yetkililere hatırlattığı ve rahmetle andığı bir isim olarak yol göstermeye devam ediyor.  Rahmet olsun.


Kaynak:

Bal, M.A. (2007), “Trabzonlu Ünlü Simalar ve Trabzon’un Ünlü Aileleri”, Çatı Yayınları, İstanbul, 783-784.

Share:

4 Ağustos 2022 Perşembe

YENİ BİR YAZICIOĞLU PROJESİ YAKINDA...

 
YENİ BİR YAZICIOĞLU PROJESİ YAKINDA...

Sevdiğim bir isimden öğrendiğim vefalı  proje yakında... 

Share:

28 Haziran 2022 Salı

RECEP YAZICIOĞLU ISLAK İMZALI ERZİNCAN KARTPOSTALI - YAMAÇ PARAŞÜTÜ GÖRSELLİ

RECEP YAZICIOĞLU ISLAK İMZALI ERZİNCAN KARTPOSTALI - 

YAMAÇ PARAŞÜTÜ GÖRSELLİ



 

Share:

9 Haziran 2022 Perşembe

Merhum Vali Recep Yazıcıoğlu'nun Liderlik Sırları

  


Merhum Vali Recep Yazıcıoğlu'nun Liderlik Sırları

Bir araştırma için Tokat'a yolum düşünce Tokat İl Halk Kütüphanesini ziyaret etmem gerekmişti. Eski binası yıkılan ve yakında daha ihtişamlı bir mekana yerleşmeye hazırlanan kütüphane ve yönetimi, şimdilik tarihi bir mekanda hizmet veriyor. Süreli yayınlar bölümünü ararken rastladığım Turan Bey'i görür görmez tanıdım. Merhum Yazıcıoğlu'na dair anılarını ve izlenimlerini anlatırken daha da heyecanlanan Turan Yalçın Bey'in kaleme aldığı "Recep Yazıcıoğlu'nun Liderlik Sırları" adlı eserini imzalayıp hediye etmesi de beni mutlu etti. 
*
Yakın gelecekte hayata geçirmeyi planladığımız etkinlikleri not ederken kitaba dair izlenimlerimi de çok geçmeden paylaşmayı umut ediyorum...


Share:

28 Mayıs 2022 Cumartesi

"SÖZÜN ÖZÜ'NDE VALİ RECEP YAZICIOĞLU" | ERZİNCAN ÖZSÖZ GAZETESİ

 

 "SÖZÜN ÖZÜ'NDE VALİ RECEP YAZICIOĞLU" | ERZİNCAN ÖZSÖZ GAZETESİ 

SÖZÜN ÖZÜ’NDE VALİ RECEP YAZICIOĞLU[1]

 

Bir araştırma vesilesiyle haberdar olduğum “Sözün Özü” adlı eser aslında Erzincan’ın köklü gazetecilerinden birisi olan merhum Kazım Erdem Özsoy’un (1935-2018) Özsöz gazetesinde kaleme aldığı, 1990-2011 tarihleri arasında yayımlanan köşe yazılarının derlemesinden oluşmaktadır. Kitaplaştırılan bu köşe yazılarında Erzincan’a dair birçok konunun ele alındığı görülmektedir. 277 sayfalık bu eser, Erzincan’a dair yapılacak olan birçok araştırmada ilgili dönemi anlamada yardımcı bir kaynak özelliği taşımaktadır. Dolayısıyla şehrin tarihinde önemli bir iz bırakan merhum Vali Recep Yazıcıoğlu (1948-2003) hakkında da hatıra ve izlenimleri kitapta görmek mümkündür.


Sözün Özü adlı kitapta Vali Recep Yazıcıoğlu hakkındaki yazılara farklı sayfalarda rastlanıyor. Bunlardan ilki, 1996 tarihli bir sitem yazısı… İşsizlik, ulaşım sorunları ve göçe rağmen ayakta kalmaya çalışan bölgenin köy ve şehirlerinde illa 
“Yazıcıoğlu gibi bir valiyi beklemek mi gerekecek?” sorusunu başka sorular takip ediyor (Özsoy, 2011: 17-18):

“Hayallerimiz vardı; gelecekten ümidimiz… Yollarımız olacaktı bizi sıla hasretinden kurtaracak… Köprülerimiz, okullarımız, gelişmiş bir ticari hayatımız… Hani nerelerde tüm bunlar?

Yani Yazıcıoğlu gibi bir valiyi beklemek mi gerekecek hep? 49 yıl önce taş yoluna vurulan ilk kazmanın ardından 1993 yılına kadar beklenecek miydi? Keban Barajı’yla birlikte Başpınar bunca yıl köprüsüz mü kalacaktı?

(...)

Ve elbet bağrına basacaktır memleketine hizmet adıyla bir ‘çivi’ çakanları. Elbet bağrına basacaktır, ‘Yazıcıoğlu’ gibi devlet adamlarını, valileri…”

 

1996 tarihli bir diğer köşe yazısında Özsoy, Vali Recep Yazıcıoğlu’nun Başpınar Köprüsü için verdiği uğraş sırasında Vali’nin iyi niyetinin, maddi çıkarlar doğrultusunda kötüye kullanılmaması uyarısında bulunuyor ve ekliyor (Özsoy, 2011: 19):

 “Erzincan Valisi Recep Yazıcıoğlu, Kemaliye ilçesinin içine düştüğü çıkmazdan kurtulması için önemli olan projeler üzerinde hassasiyetle duruyor. Projelerde söz sahibi kişilerin ve maddi kazanç sağlayanların da Kemaliyeli olması noktasında tercihte bulunuyor. Bir memleketin kalkınması ve o memleket insanlarının kalkınması da ancak böylesi iyi niyet ve davranışlarla mümkün kılınır.

(…)

Bize göre önemli olan nokta şu: Bir idarecinin, o memleket insanının kazanması ve memleketine hizmette daha titiz, daha duyarlı davranacağı düşüncesiyle hareket ederken istismar edilmesidir.”

 

1997 tarihli bir köşe yazısında Vali Recep Yazıcıoğlu’nun medya ile arasındaki ilişkiye değinen Özsoy, basına hak ettiği değeri veren idareciler oldukça, onlara da basının hak ettikleri ilgi ve desteği vereceğini ifade ediyor (Özsoy, 2011: 21):

“Dünyada öyle şeyler var ki, birbirinden ayrı düşünülemezler. İnsan ve dünya, gül ve diken, dal ve yaprak… Bunlara medya ve Yazıcıoğlu’nu da ben ekliyorum. Öyle ki, ne zaman televizyonun karşısına geçecek veya elimize bir gazete alacak olsak, muhakkak onun söyledikleri ve tartıştıklarıyla karşılaşırız. Ya sistemin bozukluğu, ya yerelleşmenin ve yerel idarenin önemi ya da Erzincan meseleleri onun gündemindedir. Tabii ki onun gündeminde olanlar aynı zamanda Türkiye’nin gündemindedir. Hatta biraz daha ileri giderek şunu da söyleyebilirim: adeta basının nabzı da Vali Recep Yazıcıoğlu ile atmaktadır. Yazıcıoğlu nerede medya orada, Türkiye orada…

Yasama, yürütme ve yargıdan sonra dördüncü güç olan basının önemini bir basın mensubu olarak ben de biliyorum. Sayın valimizin bu güce olan ilgi ve saygısını her zeminde gördükçe kendilerini takdir etmekten kendimi alamıyorum. Halka ulaşmanın, kamuoyu oluşturmanın en güzel yolu medyadan geçer.”

 

Bir şehrin kalkınmasında o şehrin sakinlerinin önemli bir rol oynadığına işaret eden Vali Recep Yazıcıoğlu, çoğu zaman kolları sıvamış ve bu konuda başı çekmiştir. Yeri gelmiş köy köy, şehir şehir, il il gezmiş ve hemşeri dayanışmasını tetikleyerek büyük yatırımların devlet-millet işbirliği ile yapılması için gayret etmiştir. Özsoy’un 1998 tarihli bir köşe yazısı, Yazıcıoğlu’nun spor konusunda da aynı destek arayışına çıktığını ve Erzincanspor için maddi destek sağlanması için vatandaşa müracaat ettiğini anlatmaktadır (Özsoy, 2011: 42):

“Valimiz ve belediye başkanımız, bu paranın toplanması görevleri olmadıkları halde çaba sarf etmiş ve başarmışlardır. Hizmetleri görevlerinden ötedir. Bu hareketleri Erzincan’ı gerçekten benimsediklerini göstermiştir.”

 

Özsoy, 1998 tarihli bir köşe yazısında resmi dairelerin vatandaşlarla aralarına çektikleri sete dikkat çekmiş ve valilik makamı ile kıyaslayarak mevcut uygulamayı eleştirmiştir (Özsoy, 2011: 47):

“Valilik makamı şehrin mülki amirliğidir. Buna karşı halka en yakın dairemizdir. Çünkü kapısı her zaman halka açıktır. Halkımız rahatlıkla gidip Vali Bey’le görüşebilir, derdini izah edebilir. Buna rağmen bazı devlet daireleri ne tuhaftır ki amirleri olan Recep Yazıcıoğlu’nun izinden gitmezler. Bu dairelere girişler o kadar da kolay değildir. Randevu şarttır. Bu soğukluğun simgesi gibi duran bahçe duvarları da hala mevcuttur, hala yükselmektedir. Fakat belediye ve valilik, duvarlarını kaldırmıştır. Hatta valimiz bahçe duvarlarını biraz indirmiştir.”

 

İftar çadırlarını konu edinen 1998 tarihli bir köşe yazısında Özsoy, Vali Recep Yazıcıoğlu’nun Ramazan ayındaki tavrını, iftarlarda sofraların yoksulları paylaşılması gerektiğini hatırlatmıştır (Özsoy, 2011: 51):

“Geçen Ramazanlarda Sayın Valimiz Recep Yazıcıoğlu, üst düzey yöneticilerin, hali vakti yerinde kuruluş personelinin hep kendi aralarında iftarlarda görüldüğünden rahatsız olduğunu belirtmişti. Peki, kim bir şehrin mülki amirinin tavsiyesine uydu?”

 

Erzincan’da mahalle, cadde, sokak ve işhanlarının isimlerinin Erzincan’ın ortak değerlerinde yola çıkarak konulması üzerine 1999’da yazdığı bir köşe yazısında Özsoy, Vali Recep Yazıcıoğlu’nun da isminin bir yere verilmesi önerisinde bulunuyor (Özsoy, 2011, 58):

“Sayın Recep Yazıcıoğlu’nun adı da bir yerlere verilecekse tayinin çıkması mı bekleniyor? Şimdi verin de o da görsün. Türkiye çapında hikâyecimiz Mustafa Kutlu’nun adı bir yerlere verilecekse ölmesi mi bekleniyor?”


Özsoy, Merhum Vali Yazıcıoğlu Erzincan Valisi olarak görev yaptığında Kemaliye’ye daha ağırlık verdiği şeklindeki iddialara 1999 tarihli bir köşe yazısında yanıt veriyor:

“Kemaliye heyeti, Sayın Valimiz Recep Yazıcıoğlu’ndan da yardım istiyorlar. Demek ki iş görenler, Kemaliye’ye bir şey yapılmasını isteyenler, Sayın Valimizi de yanlarına alarak… Valimiz Sayın Recep Yazıcıoğlu törene katılınca, açılışa katılınca valimizin adı Kemaliye’nin Valisi oluyor. Erzincanlı gidip Sayın Bakanlarımızdan ne istedi de yapıldı ve Sayın Valimiz törene katılmadı?”

 

Vali Yazıcıoğlu hakkındaki bu serzenişlerin devam etmesinden olacak ki Özsoy 1999 yılı Eylül ayında bir köşe yazısında daha konuyu ele alıyor (Özsoy, 2011: 96):

“Efendim, diyorlar ki ‘hep Kemaliye! Neden başka bir yer değil?’ Çünkü Kemaliyeliler ortaya bir proje koymuş ve peşinden koşmuşlardır. Ortaya emeklerini, paralarını ve devamlılığı koymuşlardır. Yani 1948 yılından beri yapılması ve çoktan bitirilmesi gereken Taşyol için Kemaliye ortaya para, emek ve yüreğini koymuştur. Yılmamıştır. Tüm bunlar karşısında da Sayın Vali sessiz kalmamıştır. ‘Sizin bu adımınıza ben koşarak gelirim’ demiştir. Böylece 1848-1991 yılları arasında yapılması gereken 12 km’lik Taşyol’un sadece 2 km’si yapılırken, halkın teşebbüsü, desteği ve Sayın Vali’nin de ilgisiyle 1991 yılından bugüne (1999) yaklaşık 9 km’si yapılmıştır. Yine aynı ilçede baraj gölü altında kalmış Başpınar Köprüsü de devlet kanalıyla 25 yılda yapılamazken ve 300 milyar gibi bir maliyet çıkarılırken, ilçe halkı ve sayın valimiz el ele vererek bu yöredeki 24 köyümüzü köprüye kavuşturmuşlardır. Halkın ve devletin valisinin ortak çabasıyla meydana gelen bu köprünün –hangi akla hizmetle!- Karayolları tarafından teslim alınmadığına da şaşırıyorum!... Garip!

(…)

Koyun ortaya projenizi ve müteşebbis olun, destek alamıyorsanız o zaman söyleyin! Geçtiğimiz aylarda Refahiyeli ve Kemahlı hemşerilerimizin bir değirmen projesiyle yanına geldikleri Sayın Valimiz, ‘Siz ortaya ne koyarsanız ben de o kadarını size taahhüt ediyorum’ diyerek bu çabayı desteklemişti. Geçenlerde bu değirmen düzenlenen bir törenle hizmete açıldı. Dedim ya, doğrusu bu kadar insafsız ve mesnetsiz konuşmaları duymak ağrıma gidiyor.” 


Milletimizin teveccüh gösterdiği ve siyaset arenasında görmek istediği isimlerden olan merhum Recep Yazıcıoğlu’nun DYP tarafından İstanbul Büyükşehir Belediyesi için aday gösterildiğine dair bir bilgiye rastlıyorum Özsoy’un 1999 yılı Şubat ayındaki bir köşe yazısında (Özsoy, 2011, 59):

“Mesela DYP, Sayın Valimiz Recep Yazıcıoğlu’nu İstanbul Belediye Başkanlığına aday gösterebiliyor. Hem Sayın Valimize hiç sormadan. Yani partinin kendi kendine uygun görmesi, oluru söz konusudur.

Elbette kendisine resmen bir teklif olmadığı için Sayın Valimiz Recep Yazıcıoğlu kesin bir karar vermiş değil. Teklif bekliyor. Ve de ‘İki partinin seçim ittifakı var ise, bu şekilde aday gösteriliyorsam neden olmasın?’ diyor. Ama yine de umutlu bakmıyor Sayın Valimiz.”

 

1999 yılı Şubat ayındaki bir köşe yazısında ise Özsoy,  “Temiz ve yeşil bir Erzincan için haydi kampanyaya!” sloganı kullanılarak ilan edilen “Çevre Temizlik Yılı”nı hatırlatıyor (Özsoy, 2011, 70). Yazar, yapılan kampanya töreninde Vali Recep Yazıcıoğlu ve Belediye Başkanı Talip Kaban’ın el arabalarıyla çevre temizliğine katıldıkları fotoğraf karesini hatırlatıyor.

1999 yılı Şubat ayındaki “Sayın Valimiz ‘Millet de Elini taşın Altına Koymalı’ Dedi” başlıklı köşe yazısında Özsoy, Vali Recep Yazıcıoğlu’nun Kanal 7’de katılmış olduğu “Yüz Yüze” adlı programdan tuttuğu notları aktarıyor (Özsoy, 2011: 72):

“Pazar akşamı Kanal 7’deki Yüz Yüze programına katılan Sayın Valimiz Recep Yazıcıoğlu’nun son cümlesi ‘durum vahim ama umutsuz değil’ şeklinde idi.

Yerel yönetimler, devlet anlayışımız, yapılması gerekenler konuşulduktan sonra bu sonuca varılmıştı. Sayın Valimiz, şimdiye kadar ki devlet anlayışını eleştirmiş, halkı da ‘kurtarıcı’ beklemek yerine kendi kendisinin kurtarıcısı olmaya bakmasını istemişti. Bunu biraz da ‘millet elini taşın altına koymalı’ diye ifadelendirmişti. Hatta terörün bile bu yolla yok edileceğine inanmıştı.

Sayın Valimize göre Güneydoğu’nun birçok eksiği tamam olup tek eksiği insan eksiğidir. Yeterince doktor, hemşire, ebe gitmemişti Güneydoğu’ya. Hatta Erzincan’da bile on üç mütehassıs doktor bulunup Batı’da otuz-kırk bin kişilik illerde bu, otuz-kırk doktordur.

Yayında konuşulanlar iki başlık altındaydı. Birincisi halkın yönetime katılması, ikincisi de siyah-beyaz olmanın, laik-antilaik, inanan-inanmayan olmanın tartışılmaması, projenin tartışılması idi. Önümüzdeki seçimlerde partilerin proje üretmesini belirten Sayın Valimiz, bunun da ‘Yerel yönetime önem vereceğiz’ şeklinde yuvarlak anlatımlar şeklinde olmayıp daha açık yapılmasını istedi; Onlar, ‘Türkiye’de ilçe sayısını üç yüze, il sayısını otuza indireceğiz’ demeliler.”


Vali Recep Yazıcıoğlu’nun hayata veda ettiğinde Özsoy, “Ona Alışmak Zordu, Onu Kaybetmek Daha da Zor” başlıklı bir köşe yazısı ile çıkar okurlarının karşısına (Özsoy, 2011: 166):

“Makamına istediğiniz gibi girebilir, randevu almadan görüşebilir, sokakta halkın içinde montla gezerken görmek her an mümkün olabilirdi.  Ona yetişmek, onunla yürümek, onunla spor yapmak büyük bir çabanın ürünü olmalıydı. Yoksa yetişemezdiniz. Pratik düşünür, çabuk karar verir ve hemen uygulardı. Bürokrasiyi sevmez; bürokrat gibi değil, sıradan bir insan gibi davranırdı. Her haliyle bizden biriydi! Bizim gibi yaşardı. İyi bir aile babasıydı…

Çoğu zaman, tanımayanlar vali olduğuna inanmak istemezlerdi. Hür olmayı, demokratik olmayı severdi. Bu özlemle, mezar taşına ‘Hür, demokrat ve adam gibi bir ülkede yaşayamadan gitti!’ yazılmasını vasiyet bile etmişti.

Erzincanlılar onu çok severdi… O da Erzincan’ı ve Erzincanlıları sevmişti! Gezmediği köy kalmamış, Refahiye ilçemizi gezerken hızını alamamış, Sivas’ın bir köyüne kadar gitmişti! Onun güler yüzünü, Erzincan’ı tanımak için yamaçlardan paraşütle süzülüşünü, kar-kış demeden sulara girişini, Fırat’a kafa tutuşunu, barajlarda su kayağı yapışını, Taşyolu ve Başpınar Köprüsü için yaptıklarını, ‘Sizin valiniz Recep Yazıcıoğlu mu? Çok şanslısınız!’ sözlerini, onun ölümüyle bir kez daha yıkılan yürekleri ve Erzincanlının sevgisini unutmayacağız!”

 

Vali Recep Yazıcıoğlu ve Kazım Erdem Özsoy Taşyol'da (Kemaliye/Erzincan)

Vali’nin ikinci vefat yıldönümünde de köşesinden anar Özsoy, ‘Sürmeneli Yiğit’i (Özsoy, 2011: 180):

“Ne vakit bir trafik kazası duysam, ‘Sürmeneli yiğit’ geliyor gözlerimin önüne. Önceki kazaları ve son kazası… Aykırı, sıra dışı ve süper valiydi o. Valilik yaptığı iller, Tokat, Aydın, Erzincan ve Denizli onun ismiyle anıldı. ‘Halk onu bağrına bastı ve gönlünde büyük bir yer verdi.’ Erzincan’ın dağları, suları, çeşmeleri, ilçeleri ve köyleri onu teneffüs etti. Onlar Yazıcıoğlu’nu, Yazıcıoğlu da onları soludu her zaman. Onun ismi sadece dağlarımızda, sularımızda değil, çocuklarımızın isminde, sokaklarımızda, köprülerimizde, tünellerimizde, iş merkezlerimizde ve okullarımızda yerini aldı. Çünkü o bizden biriydi. Çünkü o bizdi. Her zaman da içimizde kalacak ve bizimle yaşayacaktı. Unutmadık seni ‘Süper Vali’. Unutmadık seni ‘Adam gibi Vali’. Unutmadık seni Yazıcıoğlu’muz. Ruhun şad, mekânın cennet olsun!”

 

Özsoy, 2009 yılı Şubat ayındaki bir köşe yazısında, merhum Recep Yazıcıoğlu’nun sık sık anlattığı bir fıkraya yer vererek anar Vali Bey’i (Özsoy, 2011: 226):

“Rahmetli Valimiz Yazıcıoğlu hep gülerek anlatırdı, ‘Erzurumlulara sormuşlar, en sevdiğiniz valiniz hangisiydi?’ diye. Onlar da, ‘Hani gelirken Kop Dağı’nda donarak ölen vali vardı ya, işte o…’ derlermiş. Ardından bir kahkaha atar, ‘En iyi vali gelemeyen validir, demeye getiriyorlar…’ derdi.

Biz Erzincanlılara sorsalar, en sevdiğiniz ve etkilendiğiniz valiniz hangisiydi? Herhalde recep Yazıcıoğlu adı açık ara farkla önde gelir. Diyeceksiniz ki nerden çıktı bu vali muhabbeti? Şöyle bir düşündüm, ‘Son on beş yılda Erzincan’a kaç vali geldi?’ diye. Bir Erzincan’ın değil, Türkiye’nin takip etmekte zorlandığı, girişimci, halkıyla bütünleşmiş, kendini ve şehrimizi çok iyi ifade edebilen bir vali olan Recep Yazıcıoğlu’nu yaklaşık dokuz yıl bağrına bastı bu şehir. Giderken de, öldüğünde de ona sahip çıktı. Vefasını gösterdi yani.

Ya ondan sonra gelenler? Kaç vali geldiğini çıkıp şu sokaklarda sorsanız farklı farklı cevaplar, değişik isimler alırsınız eminim ki. Biz öyle valiler gördük ki bu şehirde, arabasıyla konutundan vilayete, toplantılara, açılışlara gider gelir… Sokakta yürürken onu bir Allah kulu kolay kolay görmez… Hâlbuki Yazıcıoğlu öyle miydi? Hangi köşe başında veya tepede, ırmakta, gölde, tarlada karşılaşacağınızı bilemezdiniz…”

 

Ben bu yazıda Vali Recep Yazıcıoğlu hakkındaki değerlendirmeleri ele almaya çalışsam da, Sözün Özü adlı eserde 1990-2011 tarihleri arasındaki Erzincan’ın ekonomi, siyaset, spor ve kültür gibi birçok farklı konularına dair değerlendirmeleri bulmak ve o dönemin ruhunu anlamak mümkündür. Bu vesile ile Kazım Erdem Özsoy’a ve Recep Yazıcıoğlu’na Allah’tan rahmet dilerim.

 



[1] Kaynak: Negiz, M. (2022), "Sözün Özü'nde Vali Recep Yazıcıoğlu", Misafir Köşe Yazısı, Özsöz Gazetesi, 27 Mayıs, Erzincan, Sayfa 1 ve 3.


PDF ERİŞİM:

Share:

24 Mayıs 2022 Salı

KEMALİYE VE İLİÇ GEZİ NOTLARI


 KEMALİYE VE İLİÇ GEZİ NOTLARI 
Merhum Vali Recep Yazıcıoğlu, görev süresince (muhtemelen Tokat ve Aydın'da olduğu gibi) Erzincan'ın bütün ilçe ve köylerini ziyaret etmiş ve sorunların çözümünü yerinde sağlamış bir idareci olarak anlatılmaktadır. Bu durum basında da yer almıştır. Arşivimden örnekler için Bkz:








 

Share:

En Popüler Yayınlar

ETİKETLER

17. Yıl (1) 1921 (1) 1939 Erzincan Depremi (1) 1990-2000 (1) 1999 seçimleri (1) 28 Şubat (2) 3Y Kuralı (1) 68 Kuşağı (1) 7. Beş Yıllık Kalkınma Planı (1) 77. Yıl (1) Açık Kapı Politikası (2) Adana (1) Adana Bahçe (1) Adem-i merkeziyet (1) Ademi Merkeziyet (1) Adnan Kahveci (9) Afrika (1) Afyonkarahisar Valisi İrfan Balkanlıoğlu (1) Ağrı (2) Akçakoca (2) Akçakoca Kaymakamlığı (1) Alaca (1) Alaca Kaymakamı (1) Ali Aygören (1) Ali Coşkun (2) Ali Çoşkun (1) Ali Demirsoy (1) Alkol (1) Altın Yıllarında Tokat (1) Anayasa (2) Anı (1) Anılar (11) Ankara (2) Ankara Valisi Nevzat Tandoğan (1) Anma (1) Apartman Yöneticiliği (1) Ardanuç (1) Arkadaşları (1) Aşırı Merkezileşme (1) Atamalar (1) Atilla Şahin (1) Avrupa Birliği (2) Ay TV (2) Aydın (25) Aydın Havaalanı (1) Aydın Marangozlar Odası (1) Aydınlarımız (1) Ayhan Aykanat (1) Ayşe Kulin (14) Ayşegül Ünsal (1) Ayvacık (1) Bahçe (1) Bahçelievler Belediyesi (1) Bakanlık Sayısı (1) Bankamatik Valisi (1) Basın Toplantısı (1) Başbağlar (6) Başbakanlık (1) Başbaşa (1) Başhekim (1) Başhekimin Odası (1) Başörtüsü (2) Başpınar Köprüsü (4) Bekir Aksoy (1) Belediye Başkanı Talip Kaban (1) Besim Tibuk (1) Beşköy Beldesi (1) Betül Kocabay (1) Biga Kaymakamı Fatih Genel (1) bildiri (1) Bir Kent- Bir Adam- Bir Yorum (1) Bitmeyen Senfoni (1) Bolu (1) Bordro (1) Botanik (1) Bozdağ Kayak Merkezi (1) Bu Sistem Değişmeli (3) Butto (1) Bülent Ecevit (2) Bürokrasi (12) Bürokrasi Hastalığı (1) Bürokrat (1) Bürokratik Cumhuriyet (1) Büyük Tokat Oteli (1) Can Air (1) Cemal İncesoylar (1) Çadır (1) Çalıştay (1) Çanakkale (1) Çoğulcu Yapı (1) Çorum (2) Daimi Koçak (1) Daire Müdürleri (1) Dava (1) Demokrasi (10) Demokratik Cumhuriyet (1) Denetim (1) Deniz Baykal (1) Denizli (26) Denizli Belediye Başkanı (1) Denizli Depremi (1) Depolitizasyon (1) Deprem (3) Deprem Mühendisliği (1) Deprem Projesi (1) Destek (1) Devlet (1) Devlet Planlama Teşkilatı (1) Devlet-Millet İşbirliği Projesi (1) Devletin Bekası (1) Doğa Sporları (13) Doğa Sporları Festivali (1) Doğa Sporları ve Çevre Birliği (1) Doğa Tutkunu (1) Doğu Anadolu Araştırmaları (1) Doktora Tezi (2) Dost-Düşman (1) Dördüncü Murat (1) Düşünce Özgürlüğü (1) Düşünen Vali (1) Eğin (2) Eğitim (2) Ekonomik Kriz (1) Ekşisu (1) Eleştiri (2) Elvan Feyzioğlu (1) Erdal Beşikçioğlu (6) Ergan Dağı Kayak Merkezi (3) Ergan Dağı Projesi (1) Erozyonu Önleme (1) Erzincan (41) Erzincan Depremi (17) Erzincan Havacılık Taşımacılık ve Turizm A.Ş (Erhat) (2) Erzincan İl Özel İdare (1) Erzincan Kanunu (1) Erzincan Turizm (1) Erzincan Valisi Ali Arslantaş (1) Eserleri (1) Evlilik (1) Eyalet (1) Eyalet Sistemi (1) Eyüp Eroğlu (1) Faili Meçhul (1) Fatih Kılıç (1) Fatih Kısaparmak (1) Fatma Yazıcıoğlu (1) Fehmi Koru (1) Ferudun Çelikmen (1) Fıkra (1) Fikret Bila (2) Film (2) Fransa (2) Girişim ve Dayanışma Derneği (1) Girişimci Bürokrasi (1) Girişimci Bürokrat (1) Girişimcilik (1) Girokrasi (1) Girokrat (1) H. Aliyar DEMİRCİ (1) Haber (2) Hakem Devlet (1) Halası Meryem Yazıcıoğlu (1) Haliç Toplantıları (1) Halil İbrahim Özdemir (2) Halil Rıfat Paşa (1) Halim Gençoğlu (1) Halkın Yönetime Katılımı (1) Hammurabi (1) Hamur (2) Hamur Kaymakamlığı (1) Hantal devlet (1) Hasan Basri Aktan (1) Hatay (1) Havayolu Şirketi (1) Hayat Felsefesi (1) Hediye Kitap (1) Hızır Paşa (1) Hidroterapi (1) Hikmet Köksal (3) Hizmet Makamı (1) Hürsöz Gazetesi (2) Hüseyin Sipahi (1) IMF (1) IV. Murat (1) İbn Kemal Sempozyumu (1) İbrikçibaşı Hikâyesi (2) İçişleri Bakanı (1) İçişleri Bakanlığı Genelgesi (1) İdari Reform (1) İdris Küçükömer (1) İl İdare Kanunu (1) İl Sayısı (1) İlber Ortaylı (5) İlçe Meclisleri (1) İletişim (1) İliç (1) İmla (1) İnsan (1) İsmet Ülker (1) İstanbul (2) İstisna Vali (1) İsviçreli Bolongarden firması (1) İş Ahlakı (1) İşkence (1) Jeotermal (3) Jürgen Habermas (1) Kalkandere (2) Kalkandere Kaymakamlığı (1) Kalkınma (2) Kamu Yöneticisi Davranışı (1) Kamu Yönetimi Reformu (2) Kamuda Tükenmişlik (1) Kamuda Yeniden Yapılanma (1) Kanal 7 (1) Karakol (1) Karanlık Kanyon (3) Karasu (1) Karikatür (1) Kasım Özsoy (1) Kayıtdışı Ekonomi (1) Kaymakam Dizisi (1) Kazım Erdem Özsoy (4) Keban Barajı (2) Kemah (1) Kemaliye (9) Kenan Evren (3) Keşiş Dağı (1) Kırıkhan (1) Kızılay (1) Kişilik (1) Kişisel Gelişim Lideri (1) Kitap (6) Kitaplar (1) Konferans (1) Konuşan Vali (1) Konuşma (3) Koruma (1) Koşullanmama Hakkı (1) Köksal Pabuçcu (3) Köprü (15) Köprü Dizisi (16) Köprü Filmi (2) Köşe Yazısı (49) Kurtarıcı Beklemek (1) Kuvvetler Ayrılığı (1) Kütüphane Seferberliği (1) Laiklik (3) Liyakat (1) Mahalli idare reformu (1) Mahalli İdareler (1) Mahkeme (1) Mahmut Balcı (2) Makale (5) Makam Arabası (1) Mamudizim (1) Marmara Depremi (2) Mehmet Akif Bal (1) Mehmet Emin Ulu (1) Mehmet Kemal Yazıcıoğlu (11) Mektup (1) Melih Aşık (1) Memur (1) Merkez Valiliği (12) Merkezi İdare (7) Meryem Yazıcıoğlu (6) Mesai Arkadaşları (1) Mesut Yılmaz (2) Mezar Taşı (1) Milas (1) Milliyet (1) Minibüs (1) Motosiklet (1) Muğla (1) Muhalif Bir Yazar (1) Muhammet Negiz (6) Muhtar (1) Munzur Dağı (1) Munzur Dağları (1) Mustafa Yazıcıoğlu (7) Mülkiyeliler Birliği (1) Mümtaz Soysal (1) Müzakereci Demokrasi (1) Müzakereci demokrasi teorisi (1) Müzakereci paradigma (1) Nafiz Özmen (1) Nahit Menteşe (1) Ne Yan Yana Ne Karşı Karşıya (2) OHAL Valisi (1) Okul Yapımı (1) Organik Tarım (1) Orhan Öztürk (1) Osmanlı (1) Osmanlı Sistemi (1) Ozan Balcı (1) Ömer Faruk Ünal (1) Ömer Lütfi Mete (1) Ömer Yaşın (1) Örnek Vali (1) Özel İdare (1) Özel İdare Kanunu (1) Özgürlük (2) Özsöz Gazetesi (1) Pamukkale (1) Panel (1) Paraşüt (2) Paşabatıran (1) Paşayaylası Oteli (1) PDF (1) Phoma Recepii (1) Polis (6) Polis Devleti (2) Polislerin Yürüyüşü (1) Popülizm (1) Prens Sabahattin (1) Prof. Dr. Ahmet Mete Işıkara (1) Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil (1) Prof. Mustafa Said Yazıcıoğlu (11) Profesör Dr. Osman Altuğ (2) Protokol (1) Psaphellus Recepii (1) Radikal demokrasi kuramı (1) Radyo Programı (2) Rafting (7) Recep Tayyip Erdoğan (1) Recep Yazıcıoğlu (1) Recep Yazıcıoğlu Belgeseli (2) Recep Yazıcıoğlu Düşünce (1) Recep Yazıcıoğlu Düşünce Grubu (1) Recep Yazıcıoğlu Köprüsü (2) Recep Yazıcıoğlu Kültür ve Dayanışma Derneği (1) Recep Yazıcıoğlu Müzesi (1) Recep Yazıcıoğlu Örneği (1) Rize (1) Robinson Crusoe (1) Röportaj (5) Rusya (1) Rüveyda Yazıcıoğlu Durmaz (1) Sadettin Tantan (3) Sağlık Turizmi (1) Sait Yazıcıoğlu (2) Sansa Boğazı (1) Saydamlık Eksikliği (1) Sedef Kabaş (2) Sedef Kabaş ile Potreler (1) Selma Yazıcıoğlu Özcan (1) Seminer (1) Sempozyum (2) Sendikalar (1) Sıradışı Bir Vali Recep Yazıcıoğlu (1) Sigara (1) Sistem (2) Sivil Anayasa (1) Sivil Toplum (4) Siyaset (2) Sosyal Adalet (1) Söke (1) Söyleşi (13) Sözlü Tarih (1) Sözün Özü (1) Stajyer Kaymakam (1) Su Kayağı (1) Su Sporları (1) Susurluk (1) Sükuti Tükel (1) Süleyman Demirel (4) Süper Vali (2) Sürmene (2) Şarkı (1) Şemsi Denizer (1) Şevket Gültekin (1) Şiir (2) Taha Akyol (1) Tamer Aksoy (1) Tanıklar (1) Tansu Çiller (1) Taş Yolu (3) Taşra Örgütleri (1) Taşyolu (1) TBMM (1) Tebdil-i Kıyafet (1) Tebliğ (1) Teknik Devlet (1) Tembellik ve Beleşçilik Kültürü (1) Terör (2) Tez (2) Tınaz Titiz (2) Tiyatro (1) Tokat (45) Tokat Hava Yolları (1) Tokat Modeli (1) Tokat Özel İdare Uygulaması (1) Tokat Turban Turizm AŞ (1) Toplum (1) Toplumsal Barış (1) Toplumsal İnisiyatif (1) Toplumsal Uzlaşma (1) Trabzon (6) Trafik Cezası (1) TRT (1) Turan Yalçın (6) Turgut Özal (12) Turizm (1) Turizm Bakanı Ahmet Tan (1) Turizm Potansiyeli (2) Turizme Maya (1) Türban Krizi (1) Türk Hava Kurumu (1) Türk İdareciler Günü (1) Türk Modernleşmesi (1) Türkiye markası (1) Türkiye Turizm Ansiklopedisi (1) TÜSİAD (1) TV Programı (2) Twitter (1) Uçak (1) Uğur Mumcu (1) Üniversiteler (1) Üniversitesi Hukuk Fakültesi (1) Vali (2) Vali Abdulkadir Demir (1) Vali Filmi (1) Vali Recep Yazıcıoğlu Kongresi (1) Valilik (1) Van Depremi (1) Vasiyeti (4) Vefat (18) Vefat Yıldönümü Mesajı (1) Vergi (2) Yamaç Paraşütü (4) Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı (1) Yasa Tasarısı (1) Yasakçı Vali (1) Yavuz Donat (1) Yayla Turizmi (1) Yazmacılar Hanı (1) Yeni Erzincan Nasıl Kuruldu ve Niçin Bitirilemedi (1) Yeni Şafak (1) Yerel İdareler (4) Yerel Yönetimler (10) Yerel Yönetimler Reformu (1) Yerel Yönetimler Yasa Taslağı (1) Yerel yönetimlerin güçlendirilmesi (1) Yerelleşme (2) Yetki (1) Yıldırım Akbulut (1) Yılmazlar Köyü (1) Yolsuzluk (2) Yöneticilikte Örnek (1) Yönetim (1) Yönetim tarzı (1) Yönetime Politik Etkiler (1) Yüksek Lisans Tezi (1) Zeki Demirbaş (1) Zenci (1) Ziya- ül Hak (1) Ziyaretçi (1)

Translate


Yürü! Hür mâviliğin bittiği son hadde kadar!... İnsan, âlemde hayâl ettiği müddetçe yaşar. Yahya Kemal Beyatlı

ÖĞRENMEYİ SEVMEK

"Bilgiye sahip olarak doğmuş birisi değilim. Yalnızca öğrenmeyi ve öğretmeyi seviyorum."
Konfüçyüs

"Bilgi, ahlaki hareketten kalan şeydir."
Nurettin Topçu

Bu Blogda Ara

Link list 3