TAHA AKYOL: MİLLET'İN VALİSİ
10 Eylül 2003
DENİZLİ Valisi merhum Recep Yazıcıoğlu niye geniş kitlelerce sevilirdi? Sadece vali olarak yaptığı hizmetlerden mi, yoksa "duruş"undan mı?
İllerine büyük hizmetler etmiş çok sayıda valimiz vardır. Recep Yazıcıoğlu'nun halk nazarında bu kadar sevilmesinin önemli sebeplerinden biri, hiç şüphesiz onun "sıra dışı, aykırı bir vali" olmasıydı:
"Devletin içinde" idi, ama "millet"in dilini konuşur, özlemlerini hissederdi; halkla "duygudaşlığa" sahip bir vali idi.
Sivri örneğini ünlü Ankara Valisi Nevzat Tandoğan'da gördüğümüz türden, halka tepeden bakan, "devletlü" tipinde bir vali değildi... Devletin halk üzerinde nasıl bir baskı cihazı gibi çalıştığını bilir ve kendisini halkla beraber 'bastırılmış' hissederdi.
İşte eşi Meryem Hanım'a vasiyeti:
"Hür demokratik bir ülkede doğmadı, demokrasiyi görmeden öldü diye yazsınlar mezar taşıma..."
***
KENDİSİYLE birçok telefon görüşmem, iki defa da yüz yüze sohbetim olmuştu. Bu sene CNN Türk'te "Eğrisi Doğrusu" programına davet edecektim; kararlaştırmıştık.
"Demokrasimizin neresi eksik?" diye soracaktım?
"Sağ- sol yok, artık değişim ve statüko var" sözünün anlamını soracaktım.
"Yerel yönetimlerin güçlendirilmesi", eski terimle "adem-i merkeziyet" prensibi ülkeyi bölmez mi diye soracaktım.
Bir valinin, bir kamu görevlisinin kendisini "devletin adamı" hissetmesiyle, halkın içinde hissetmesinin devlet hizmetlerini nasıl etkilediğini soracaktım.
Bir görüşmemizde, Turgut Özal hakkında konuşurken bana mealen şunu söylemişti:
- Bir idareci kendisini 'devletin adamı' gibi görürse halka 'yine ne halt edecek' diye şüpheyle bakar, halkın başından zart zurtu kaldırmaz. Ama kendini halktan biri gibi hissederse o zaman devletten aldığı bütün güçle halka hizmet eder, halkın önünü açar. Aslında devletin de lehine olan budur ama bunu bizim devlete anlatmak zor...
***
MERHUM Yazıcıoğlu kesinlikle "milliyetçi" idi. Milli Mücadele onun için adeta bir 'siyasi iman' kaynağı idi. "Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmezliği" onun 'siyasi amentü'sünün en önemli maddelerinden biriydi. Ama baskıcı "devletçi seçkinler"in yazdığı resmi ideolojinin değil, serbestlik isteyen 'millet'in milliyetçisiydi.
Onun "düşman sözü askeri bir terminoloji, sivile taşıyamazsın" demesi, birçok siyasi sorunumuzun, hatta bir yönüyle siyasi tarihimizin özeti gibidir.
Dün arkadaşımız Serpil Yılmaz yazdı; Yazıcıoğlu'nun sözlerini:
"Batı'da düşünce özgürlüğü, can güvenliği ile eş tutuluyor... (Bizde ise) şahıs olarak hepimiz faşistiz, farklılıklarımızı kabul edemiyoruz. İnsanlara kıyıyoruz..."
Yazıcıoğlu, "devlet içinde halkın uzantısı" olduğu için çok sevildi. Bu heyecanla, bu zihniyetin yaratıcılığıyla yönettiği illere büyük hizmetler götürdü.
Bizde devlet ve halk arasında asırlara uzanan gerilimler vardır. Elli yıllık demokrasi tarihimizdeki krizlerin de kaynağı budur.
Nasıl mı çözülür? Çözüm konusunda Yazıcıoğlu başlı başına bir modeldi...
Rahmet ve saygıyla anıyorum.
KAYNAK:
https://www.milliyet.com.tr/yazarlar/taha-akyol/milletin-valisi-5154547
0 yorum:
Yorum Gönder