RECEP YAZICIOĞLU İLE SÖYLEŞİ: ÇİFT SURATLI VALİ
MAKAMINDA SERT VE YASAKÇI... KONUŞMALARI TEPKİ YARATIYOR... HEP ÖYLE Mİ ACABA?..
ÇİFT SURATLI VALİ
Eski Tokat, şimdiki Aydın Valisi Recep Yazıcıoğlu'nun öteki yüzü çok değişik. Hüngür hüngür ağlıyor. Evinde oğlu ile güreşiyor. Eşiyle geçimi konusunda, "Evde demokrasi var. Biz bir söylersek hanım iki söyler. Kimse kimseye mutlak itaat içinde değildir." diyor.
"KADINLAR YEREL YÖNETİMLERE GELMELİ"
Kadınların yerel yönetimlerde daha başarılı olacağını söyleyen Recep Yazıcıoğlu, kendisi gibi bir insan diye tanımladığı eşi Merhem Hanım ve küçük oğlu Mehmet'le birlikte mutlu aile tablosunu tamamlıyor.
Olumlu ya da olumsuz verdiği görüntüleriyle, aldığı övgüler ve eleştirilerle değişik zamanlarda değişik biçimlerde gündemin ön sıralarında yer almasıyla tanınan bir vali var Türkiye'de...
Anımsayacaksınız, Tokat'ta sigara yasağı koydu diye "Dördüncü Murat"a benzetilmiş, adı "Yasakçı Vali"ye çıkmıştı. Yaptığı işlerle kimi zaman "Dinamik Vali" diye anılmıştı. Geçtiğimiz haftalarda ise, bu sözünün uyandırdığı tepkiyle vitrindeydi. Kısacası ilginç bir kişiydi, eski Tokat, yeni Aydın Valisi Recep Yazıcıoğlu.
İşte, bu değişik görüntüler veren valinin gerçek yüzünü kendi ağzından dinleyelim:
-"İki tane Recep Yazıcıoğlu var. Birisi bizi hiç tanımayanların haberlerle, mesajlarla kafalarında yarattığı Recep Yazıcıoğlu, ikincisi bizimle yüz yüze konuşup yakın mesafede çalışanların tanıdığı Recep Yazıcıoğlu.
Birincisi, katı yasakçı, kuralcı, içki ve sigara yasağı peşinde koşan, Dördüncü Murat unvanını hak eden, sırf basında yer alsın diye arasıra çıkışlar yapan, son talihsiz yorumlarda da tımarhaneye kapatılması gereken bir kişi.
İkinci Recep Yazıcıoğlu, yüz yüze ilişki nedeniyle Tokatlıların da bizi tanıdığı şekliyle ortaya çıkacak. Demokrasiyi daha ileriye götürme çabasında olan bir kişinin adı yasakçıya çıkıyor. Ben demokrasiye inanıyorum, ama bugün ülke içindeki sınırlı demokrasiye, vesayetçi, tepeden inmeci demokrasiye değil."
*EVDEKİ VALİ
-"Yakın çevrenizle ilişkileriniz nasıl? Nasıl bir eş, nasıl bir babasınız?"
-"Hanıma hep sorarlar, 'Sen bu adamla nasıl geçiniyorsun?' diye. Evde denge vardır. Hanım da Karadenizli olduğu için biz bir söylersek, o iki söyler. Hanım da mücadelecidir, kolay kolay pes etmez tartıştığımız konularda. Evde demokrasi hakimdir yani. Hiç kimse kimseye mutlak içinde değildir. Mehmet'le boğuşuruz. Diğer ikisi büyüdü, onlarla boğuşamıyorum."
Vali ile sohbeti evde sürdürmek istiyoruz. Bizi eşi Meryem Yazıcıoğlu karşılıyor. Aynı soruları kendisine yönelttiğimizde hep böyle bir "Yasakçı Vali"yle nasıl bir yaşamı paylaştığını ve bunlara şaşırdığını belirterek şöyle diyor:
-"Ben bu soruların anlamını anlamıyorum. O iyi bir insan. Yaşamak da çok kolay."
Oğlu Mehmet'i babasıyla güreştirmesi konusunda kışkırtıyoruz. Mehmet artık bir sporcu, hemen babasının boynuna atılınca vali, "güreş" için kıyafetini değiştirmek zorunda kalıyor. Ve Yazıcıoğlu, evdeki Vali'ye "tuş" oluyor.
*FEMİNİST VALİ
Vali Yazıcıoğlu'nun kadınların etkinliği konusunda Meryem Yazıcıoğlu ile sınırlı kalıp kalmadığını anlamak istiyoruz.
-"Kadınların topluma katılımını nasıl değerlendiriyorsunuz? Feminizm konusundaki görüşleriniz nelerdir?"
-"Yerel hizmetin muhatabı kadınlar. Bu nedenle ben yerel yönetimlerde kadınların daha başarılı olacağına inanıyorum. Parlamentoda da, yerel meclislerde de bu konuda dengesizlik var. Halbuki ülke nüfusunun yarısı kadın. Biz, kadını süs eşyası, reklam aracı veya evde iş yapacak biri olarak görüyoruz. Yönetimde kadınlar, yüzde 50 oranında ağırlığını hissettiremiyor. Bu, büyük bir eksiklik. Kadını dışlayan bir yapımız var. Erkek erkeğe olunan yerlerde insanlar daha duyarsız. Kadının hak ettiği yeri alması konusunda feminizmi savunmamak elde değil."
Yazıcıoğlu, gülmeyi seviyor. Yaşadığı tüm gerilimlere karşın saçlarının beyazlamamış olmasını da gülmesine borçlu olduğunu söylüyor.
*VALİLER DE AĞLAR
-"Siz hiç ağladınız mı?"
-"Ağlamayan insandan hayır gelmez. Ağladığım, hem de hıçkıra hıçkıra ağladığım çok olmuştur. Hamur'da kaymakamlık yapıyorum. Kaymakamlık olarak müteahhitlik yapıyoruz. Sosyal iskan inşaatı var. İşçi yok, sanatkar yok, usta yok, malzeme yok. Dört aylık inşaat mevsimi içinde, işi bitirmemiz lazım. İlk defa Sayıştay'ın önüne gelen böyle bir konu gitti. Bir tek tesisatçı var. İki somun sıkıp gidiyor. Su götüremiyoruz. Bu çaresizlikler içinde bir gün malzemenin yarısı çalındı.
Birisi keresteleri alıp götürmüş. Bu çaresizlikler içinde dedim yahu biraz ağlayayım. Biraz rahatlayayım yahu, öleceğim, çaresizlik içindeyim. Gittim tek başıma dağın başına, hıçkıra hıçkıra ağladım."
-"Yanlış hatırlamıyorsam siz Hamur ilçesindekilere "tuvalet"in ne olduğunu öğretip yaptırttınız?"
-"Hamur'da tuvalet yalnız kaymakamlık lojmanında, sağlık ocağında ve jandarma binasında vardı. 'Kendi tuvaletini kendin yap' projesini gerçekleştirdik. Vatandaş dere kenarında, ahırda işini görüyordu. yazın kazma kürek ellerimiz patladı, tuvalet yapacağız diye. Üç ay içinde bitecek dedik. Millet tuvalet yapmak için birbiriyle yarıştı. Daha sonra oraya tuvalet teftişine gittim. Kilitlemişler, 'Yahu burayı niye kilitlediniz?' dedim. 'Burası mühim bir yerdir. Çoluk çocuk girmesin' diye cevap verdiler. Ben ayrıldıktan sonra ziyaretime gelen Ağrı Valisi, 'Senin yaptırdığın tuvaletlerin birisine gelin getirdiler, birini de kiler yaptılar' dedi."
*KİMİN VALİSİ?
-"Sayın Vali, politikaya atılmayı düşünüyor musunuz?"
-"Yakın ve uzak vadede düşünmüyorum. Valilik aynı zamanda siyasi yönü olan bir makamdır. Vali siyasetin dışında değil. Bu bilinmiyor. Hükümetler değiştiği zaman valilerin değişmesinin nedeni budur. Devletin valisi deniyor. Halbuki devletin valisinden çok hükümetin valisidir."
************************************************************
YAZICIOĞLU'NDAN MOZAİK
*Doğumu: 1948, Trabzon
*Bitirdiği okul: Ankara Hukuk Fakültesi
*Medeni Hali: Evli, 3 çocuk babası
*En değer verdiği varlık: Ailesi
*İşinin dışındaki uğraşları: Kar kayağı, su kayağı, satranç, dağcılık
*Müzik zevki: Türk Sanat Müziği (Emel Sayın)
*Okuma zevki: Bilgilenmeye yönelik kitaplar
*Tuttuğu takım: Trabzonspor
*Beğendiği sporcu: 'İsim önemli değil' diyor.
*Sevdiği yemek: Genellikle sebzeler, piknikte ise et.
*Tekrar dünyaya gelse ne olmak ister?: Pilot
*Uğuru: İnanmıyor
***********************************************************
Kaynak:
15.04.1990, Mozaik, Sayfa 1,
0 yorum:
Yorum Gönder