EFSANE VALİ RECEP YAZICIOĞLU’DAN BİR ANI…
Efsane Vali Recep Yazıcıoğlu’nu unutmak mümkün mü? Elbette mümkün değil… Denizli’de göreve başladığı günlerde bir hareketlenme olmuştu... Yerel üretime önem veriyordu… Söylemleri gazetelerin sayfalarından hakkıyla yer alıyordu… Aramızdan elim bir trafik kazasıyla çok erken ayrıldı… Rahmetle anıyoruz… Arkadaşımız Tahsin Eşmeli, rahmetli Vali Yazıcıoğlu’nun Halk Eğitim Merkezi’nde yaptığı toplantıda yaşanılan bir anıyı yazdı… O anıyı bende dinlemiştim… Sözü arkadaşımız Tahsin Eşmeli’nin sosyal medyada yazdığı “Sürgün” yazısına bırakalım…
“SÜRGÜN
Memuriyette işlenen suçların bazı cezaları vardır. Bunlardan birisi de sürgündür. Şimdi her ne kadar "Görev yeri değişikliği" diye tanımlansa da, bunun adı sürgündür. 2003 yılında Süper Vali olarak anılan Recep Yazıcıoğlu Denizli'ye Vali olarak atandı. Atanmasından sonra daire amirleri ve kamu görevlilerinin katılımı ile toplantılar yaptı. Amacı kamu çalışanlarının vatandaşlara yaklaşımlarında dikkatli olmaları, onların kamunun yani vatandaşların hizmetkarı oldukları ve maaşlarının vatandaşlar tarafından ödendiğini ve asıl patron olan vatandaşlara karşı saygıda kusur etmemeleri gerektiğini hatırlatmaktı.
Benim de okul müdürümüz Fethi Demen ile birlikte katıldığım bir toplantıda, Ağrı'nın bir ilçesinde Kaymakamlık yaptığı dönemde başından geçen ve bir memurun vatandaşı mağdur ettiği bir olayı anlattı. Vatandaş bir işi için ilçedeki bir devlet kurumuna başvuruyor. Ama ne hikmetse bugün git yarın gel diye diye günlerce oyalanıyor. O zamanlar ulaşım da sıkıntılı olduğu için köyden gelip giden vatandaş çok zorluk çekiyor. En sonunda olay Kaymakam olan Recep Yazıcıoğlu'na intikal ediyor. Yazıcıoğlu da vatandaşı ve işi yokuşa süren memuru dinledikten sonra vatandaşın haklı olduğunu görüyor ve memura ceza veriyor. Ne ceza verdiğini açıklamadan önce salonda bulunan bizlere dönerek, ‘Siz bu memura ne ceza verirdiniz’ diye sordu.
Kimisi uyarı dedi, kimisi kınama dedi, kimisi aylıktan kesme dedi ve en sonunda arka sıralarda oturan bir müdür kendinden gayet emin olarak ve tok bir sesle ‘Süreriz’ dedi.
Bunun üzerine Yazıcıoğlu, ‘Ulan nereye süreceksin? Adam zaten sınırda. Bir adım ötesi Ermenistan. Ermenistan'a mı süreceksin’ dedi.
Salonda bazı gülüşmelerin ardından bir sessizlik oluştu. Sessizliği Yazıcıoğlu'nun memura verdiği cezayı anlatması bozdu.
‘O memura, vatandaşı gereksiz yere oyalamasından dolayı köyden geliş gidiş parasını, vatandaşın ilçede harcamak zorunda kaldığı parayı ve bu gereksiz olaydan dolayı vatandaşın günlük yevmiyesini ödettim. Vatandaş memnun kaldığı gibi memur da ondan sonra bir daha işini asla aksatmadı' dedi.
Toplantı bitti ve salondan ayrıldık ama aradan yıllar geçmesine rağmen yüzünü tam olarak göremediğim sürgün meraklısı o müdürü hep merak etmişimdir. Elbette bu tür toplantılarda söz alanlar hep merak edilir… “Süreriz” diyen memur kalesine gol yiyince sus pus olmuş ve salondan erkenden ayrılmıştır."
Kaynak: